Koçak: Aç kal ama evde kal!

SİYASET 28.03.2020 - 14:24, Güncelleme: 19.01.2023 - 05:57
 

Koçak: Aç kal ama evde kal!

Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, ülkemizin ve dünyanın bir numaralı gündemi olan ‘Covid-19’ ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Koçak, koronavirüs salgını süreci ile bu süreçte sosyal ve ekonomik anlamda alınması gereken önlemler ile ilgili Saadet Partisinin görüşlerini paylaştı.

   Ülkemizde ve dünyada ‘Covid-19’ salgınına karşı önemli bir mücadele verildiğini belirterek sözlerine başlayan Koçak, bu mücadelede fedakârca görev yapan başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm kamu çalışanlarına teşekkürlerini sunarak, salgın nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara da Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, tedavileri süren vatandaşlara ise acil şifalar temennisinde bulundu. Koçak, birlikte hareket ederek üstesinden gelinecek bu süreçte hayata geçirilecek olan ekonomik önlemlerin, işsizliğin artmamasına, fabrikaların kapanmamasına, esnaf ve sanatkârların uğradıkları zararların telafisine yönelik olması gerektiğini ifade etti.    Hükümetin alacağı ekonomik önlemlerde, “belli bir kesime, belli bir sektöre, krizle mücadelede iltimas yapıldığı” algısını oluşturacak her türlü yaklaşımdan uzak durulması tavsiyesinde bulunan Koçak, “Halkın tedbir paketlerine inancı ve güveni sarsılmamalıdır. Destekler, krizden etkilenme durumuna göre vatandaşlarımıza, şirketlerimize sektör farkı gözetmeksizin objektif ve şeffaf şekilde yapılmalıdır. Bu dönem, devlete olan güveni pekiştirme dönemidir. Devlet ile vatandaş arasındaki bağı güçlendirme dönemidir. Bu nedenle desteklerde azami derecede hassas ve etkili olmalıyız” dedi.    ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda ülke, milli gelirlerinin yüzde 10’undan fazlasını teşvik ve yardımlara açtığını belirten Koçak, Türkiye’nin açıkladığı ve milli gelirin yüzde 2’sine denk gelen 100 milyar TL’lik paket için, “Üzülerek ifade ediyoruz, açıklanan tedbirler ne yazık ki; ‘Aç kal ama Evde Kal’ şeklinde özetlenebilir” eleştirisinde bulundu.    Saadet Partisi olarak açıklanan tedbirleri ve destek paketlerini gerekli gördükleri ve desteklediklerini ancak yeterli bulmadıklarını ifade eden Koçak, partilerinin alınması gereken tedbir ve destek tekliflerini şöyle sıraladı: “Krizden en çok etkilenen kesim olan yoksul insanlarımız, asgari ücretliler, işsiz kalanlar, işyerini kapatıp evinde oturmak zorunda kalan küçük esnafımız başta olmak üzere, salgın nedeniyle zor günler yaşayan vatandaşlarımıza, gelir düzeylerine bakılmaksızın ivedi şekilde her TC kimlikli kişiye sağlık, kira ve beslenme harcamaları için 1000 TL nakdi destek sağlanmalıdır.    Tarıma verilmesi gereken ve yasalarımızda da yer alan milli gelirin yüzde 1’i oranında destek verilmelidir. Çiftçilerimizin kredi borç ödemeleri ertelenmeli, kredi vadeleri makul düzeye yükseltilmeli ve faizsiz şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Çiftçilerimize topraklarını ekme konusunda tohum, gübre, yakıt ve ilaç desteği yapılmalı, ekilmeyen arazilerin ekimi sağlanarak tarımsal üretim teşvik edilmelidir.    İnsanların evinde kalmasının ısrarla tavsiye edildiği bu dönemde, vatandaşlarımızın su, elektrik, doğalgaz, internet ve telefonları asla kesilmemeli; fatura, kredi ve kredi kartı borçları faizsiz olarak ötelenmelidir. Bu süreçte doğalgaz, su, elektrik ve iletişim hizmetlerinde vergiler sıfırlanmalıdır. Söz konusu hizmetlerin Mart, Nisan, Mayıs ayı faturaları kesinlikle ertelenmeli; tahsilâtları ise daha sonraki dönemlere eşit bir şekilde dağıtılmalıdır.    İşini kaybeden, işyerini açamayan ve bu nedenle ciddi gelir kaybına uğrayanların konut kredi ödemeleri ve TOKİ ödemeleri belli bir dönem ertelenmelidir. Gençlerimizin öğrenim kredi borçları ertelenmelidir.    İşverenlerin üzerindeki “vergi yükü” azaltılmalı, çalışanların işveren üzerindeki yükü devlet tarafından omuzlanarak insanımızın işsiz kalmasının önüne geçilmelidir. Bu kapsamda vergi ve SGK primlerinin ötelenmesi şeklindeki önlemler yetersizdir. Kriz süresince bu yükler işveren üzerinden tamamen kaldırılmalıdır. Krizin olağanüstü etkileri geçinceye kadar asgari ücretliler üzerindeki Gelir Vergisi oranı 0 noktasına çekilmelidir.    Sağlık tedbirleri için oluşturulan ‘Bilim Kurulu’ benzeri bir yapılanmaya gidilerek uzman kişilerden müteşekkil bir ‘Ekonomi Kurulu’ oluşturulmalıdır. Ekonomi kurulunun altında sektör sektör ayrı grupların oluşturulmasına da ihtiyaç vardır. Odaların temsilcilerinden meydana gelen bir kurula da ayrıca ihtiyaç vardır.    Vergi indirimi, teşvik ve ertelemelerinin yapıldığı bu dönemde kaçınılması gerekli en önemli husus israftır. Acilen tasarruf tedbirleri ilan edilmeli, tarım ve sağlık dışındaki her alanda tasarruf en üst düzeye çıkarılmalıdır.    Salgınla mücadelede hızlı teşhis/hızlı müdahale için tanı kitleri acilen yaygınlaştırılmalıdır. Bir gayrete şahit oluyoruz ama yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Tehlikeye en çok maruz kalan sağlık çalışanlarımızın koruyucu ekipman ve ihtiyaçları eksiksiz karşılanmalıdır. Bu salgın sürecinde sağlık çalışanlarımızda oluşabilecek kalıcı hasarlar ‘iş kazası’ olarak sayılmalı ve sağlık çalışanlarımızın mesleki sigorta kapsamı genişletilerek, COVİD-19 da bu kapsama alınmalıdır.    Kamu görevinden uzaklaştırılanlar arasından, beraat eden veya haklarında herhangi bir cezai işlem yapılmamış olan tüm sağlık çalışanlarının iadeleri karara bağlanarak, atamaları gerçekleştirilmelidir. Kısmi seferberlik halinde bulunduğumuz şu kritik dönemde özel ve kamu farkı gözetmeksizin bütün sağlık kuruluşlarının salgınla mücadelede etkili ve eşit bir şekilde görev almaları sağlanmalıdır.    Bu krizle mücadelede yerel yönetimler, vatandaşlarımızla en yakın ve en etkin iletişim ve çözüm merkezleridir. Bu nedenle krizle mücadelede belediyeler önemli görevler üstlenmektedir.    Salgınla daha etkin bir mücadele için, belediyelere ilave kaynaklar aktarılmalıdır.    Özel eğitim kurumları, bu kurumların her kademesinde çalışanlar ve veliler ekonomik yönden mağdur edilmemeli, gerekli destekler sağlanmalıdır. KDV, stopaj, SGK ertelemesi, kısa çalışma ödeneğinden tüm personelin faydalanmasının önünün açılması, KDV’nin 1’e düşürülmesi, teşviklerin yeniden gündeme alınması, uzun vadeli ve faizsiz desteklerin yapılması gibi adımlar ivedilikle atılmalıdır.    Özel okullarda çalışan öğretmenlerin mali hakları güvence altına alınmalı, istihdam sağlanan kurumlar tarafından ödemelerinin tam yapılması sağlanmalıdır. Bu bağlamda özel eğitim kurumlarına vergi indirimi (okula temin edilen malzemelerde) ve faizsiz orta vadeli mali destek sağlanmalı, uzaktan eğitim hizmetlerini sürdürecek teknolojik donanım bulunmayan okullara teknolojik destek yapılmalıdır.      Girdikleri ders başına ücret alan ve okulların tatil edilmesi ile büyük bir mağduriyet yaşayan ‘ücretli öğretmenlerimizin maaşları, derslere giriyormuş gibi ödenmeye devam edilmelidir. Bunun için devlet gerekli tedbirleri almalı, gerekli imkânları tahsis etmelidir.    Krizle mücadele sonrası için krizden çıkarılacak derslerin bir kenara not edilmesi gerektiğini belirten Koçak, yaşanılan aksaklıkların tespit edilip, hataların tekrar etmemesi için politikalar geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.    Koçak, sözlerinin sonunu şu çağrı ile sonlandırdı:    “Hiçbir insanımızın ve hiçbir canlının bu süreçte mağdur edilmemesi, unutulmaması, aç ve açıkta kalmaması için elimizden gelen gayreti hep birlikte göstermeliyiz. Devlet, vatandaşın derdine derman olmak zorundadır. Çünkü insanımızın dert çekecek takati kalmamıştır. Devir; derdi bölüşerek azaltma, geliri bölüşerek çoğaltma devridir. Bugüne kadar nice badireleri birlikte aştık. Birlikte ağladık, birlikte güldük. İnanıyoruz ki; bu zor günleri de hep birlikte aşacağız. Karamsarlık yok; umut var.”  
Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, ülkemizin ve dünyanın bir numaralı gündemi olan ‘Covid-19’ ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Koçak, koronavirüs salgını süreci ile bu süreçte sosyal ve ekonomik anlamda alınması gereken önlemler ile ilgili Saadet Partisinin görüşlerini paylaştı.

   Ülkemizde ve dünyada ‘Covid-19’ salgınına karşı önemli bir mücadele verildiğini belirterek sözlerine başlayan Koçak, bu mücadelede fedakârca görev yapan başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm kamu çalışanlarına teşekkürlerini sunarak, salgın nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara da Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, tedavileri süren vatandaşlara ise acil şifalar temennisinde bulundu. Koçak, birlikte hareket ederek üstesinden gelinecek bu süreçte hayata geçirilecek olan ekonomik önlemlerin, işsizliğin artmamasına, fabrikaların kapanmamasına, esnaf ve sanatkârların uğradıkları zararların telafisine yönelik olması gerektiğini ifade etti.

   Hükümetin alacağı ekonomik önlemlerde, “belli bir kesime, belli bir sektöre, krizle mücadelede iltimas yapıldığı” algısını oluşturacak her türlü yaklaşımdan uzak durulması tavsiyesinde bulunan Koçak, “Halkın tedbir paketlerine inancı ve güveni sarsılmamalıdır. Destekler, krizden etkilenme durumuna göre vatandaşlarımıza, şirketlerimize sektör farkı gözetmeksizin objektif ve şeffaf şekilde yapılmalıdır. Bu dönem, devlete olan güveni pekiştirme dönemidir. Devlet ile vatandaş arasındaki bağı güçlendirme dönemidir. Bu nedenle desteklerde azami derecede hassas ve etkili olmalıyız” dedi.

   ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda ülke, milli gelirlerinin yüzde 10’undan fazlasını teşvik ve yardımlara açtığını belirten Koçak, Türkiye’nin açıkladığı ve milli gelirin yüzde 2’sine denk gelen 100 milyar TL’lik paket için, “Üzülerek ifade ediyoruz, açıklanan tedbirler ne yazık ki; ‘Aç kal ama Evde Kal’ şeklinde özetlenebilir” eleştirisinde bulundu.

   Saadet Partisi olarak açıklanan tedbirleri ve destek paketlerini gerekli gördükleri ve desteklediklerini ancak yeterli bulmadıklarını ifade eden Koçak, partilerinin alınması gereken tedbir ve destek tekliflerini şöyle sıraladı: “Krizden en çok etkilenen kesim olan yoksul insanlarımız, asgari ücretliler, işsiz kalanlar, işyerini kapatıp evinde oturmak zorunda kalan küçük esnafımız başta olmak üzere, salgın nedeniyle zor günler yaşayan vatandaşlarımıza, gelir düzeylerine bakılmaksızın ivedi şekilde her TC kimlikli kişiye sağlık, kira ve beslenme harcamaları için 1000 TL nakdi destek sağlanmalıdır.

   Tarıma verilmesi gereken ve yasalarımızda da yer alan milli gelirin yüzde 1’i oranında destek verilmelidir. Çiftçilerimizin kredi borç ödemeleri ertelenmeli, kredi vadeleri makul düzeye yükseltilmeli ve faizsiz şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Çiftçilerimize topraklarını ekme konusunda tohum, gübre, yakıt ve ilaç desteği yapılmalı, ekilmeyen arazilerin ekimi sağlanarak tarımsal üretim teşvik edilmelidir.

   İnsanların evinde kalmasının ısrarla tavsiye edildiği bu dönemde, vatandaşlarımızın su, elektrik, doğalgaz, internet ve telefonları asla kesilmemeli; fatura, kredi ve kredi kartı borçları faizsiz olarak ötelenmelidir. Bu süreçte doğalgaz, su, elektrik ve iletişim hizmetlerinde vergiler sıfırlanmalıdır. Söz konusu hizmetlerin Mart, Nisan, Mayıs ayı faturaları kesinlikle ertelenmeli; tahsilâtları ise daha sonraki dönemlere eşit bir şekilde dağıtılmalıdır.

   İşini kaybeden, işyerini açamayan ve bu nedenle ciddi gelir kaybına uğrayanların konut kredi ödemeleri ve TOKİ ödemeleri belli bir dönem ertelenmelidir. Gençlerimizin öğrenim kredi borçları ertelenmelidir.

   İşverenlerin üzerindeki “vergi yükü” azaltılmalı, çalışanların işveren üzerindeki yükü devlet tarafından omuzlanarak insanımızın işsiz kalmasının önüne geçilmelidir. Bu kapsamda vergi ve SGK primlerinin ötelenmesi şeklindeki önlemler yetersizdir. Kriz süresince bu yükler işveren üzerinden tamamen kaldırılmalıdır. Krizin olağanüstü etkileri geçinceye kadar asgari ücretliler üzerindeki Gelir Vergisi oranı 0 noktasına çekilmelidir.

   Sağlık tedbirleri için oluşturulan ‘Bilim Kurulu’ benzeri bir yapılanmaya gidilerek uzman kişilerden müteşekkil bir ‘Ekonomi Kurulu’ oluşturulmalıdır. Ekonomi kurulunun altında sektör sektör ayrı grupların oluşturulmasına da ihtiyaç vardır. Odaların temsilcilerinden meydana gelen bir kurula da ayrıca ihtiyaç vardır.

   Vergi indirimi, teşvik ve ertelemelerinin yapıldığı bu dönemde kaçınılması gerekli en önemli husus israftır. Acilen tasarruf tedbirleri ilan edilmeli, tarım ve sağlık dışındaki her alanda tasarruf en üst düzeye çıkarılmalıdır.

   Salgınla mücadelede hızlı teşhis/hızlı müdahale için tanı kitleri acilen yaygınlaştırılmalıdır. Bir gayrete şahit oluyoruz ama yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Tehlikeye en çok maruz kalan sağlık çalışanlarımızın koruyucu ekipman ve ihtiyaçları eksiksiz karşılanmalıdır. Bu salgın sürecinde sağlık çalışanlarımızda oluşabilecek kalıcı hasarlar ‘iş kazası’ olarak sayılmalı ve sağlık çalışanlarımızın mesleki sigorta kapsamı genişletilerek, COVİD-19 da bu kapsama alınmalıdır.

   Kamu görevinden uzaklaştırılanlar arasından, beraat eden veya haklarında herhangi bir cezai işlem yapılmamış olan tüm sağlık çalışanlarının iadeleri karara bağlanarak, atamaları gerçekleştirilmelidir. Kısmi seferberlik halinde bulunduğumuz şu kritik dönemde özel ve kamu farkı gözetmeksizin bütün sağlık kuruluşlarının salgınla mücadelede etkili ve eşit bir şekilde görev almaları sağlanmalıdır.

   Bu krizle mücadelede yerel yönetimler, vatandaşlarımızla en yakın ve en etkin iletişim ve çözüm merkezleridir. Bu nedenle krizle mücadelede belediyeler önemli görevler üstlenmektedir.    Salgınla daha etkin bir mücadele için, belediyelere ilave kaynaklar aktarılmalıdır.

   Özel eğitim kurumları, bu kurumların her kademesinde çalışanlar ve veliler ekonomik yönden mağdur edilmemeli, gerekli destekler sağlanmalıdır. KDV, stopaj, SGK ertelemesi, kısa çalışma ödeneğinden tüm personelin faydalanmasının önünün açılması, KDV’nin 1’e düşürülmesi, teşviklerin yeniden gündeme alınması, uzun vadeli ve faizsiz desteklerin yapılması gibi adımlar ivedilikle atılmalıdır.

   Özel okullarda çalışan öğretmenlerin mali hakları güvence altına alınmalı, istihdam sağlanan kurumlar tarafından ödemelerinin tam yapılması sağlanmalıdır. Bu bağlamda özel eğitim kurumlarına vergi indirimi (okula temin edilen malzemelerde) ve faizsiz orta vadeli mali destek sağlanmalı, uzaktan eğitim hizmetlerini sürdürecek teknolojik donanım bulunmayan okullara teknolojik destek yapılmalıdır.  

   Girdikleri ders başına ücret alan ve okulların tatil edilmesi ile büyük bir mağduriyet yaşayan ‘ücretli öğretmenlerimizin maaşları, derslere giriyormuş gibi ödenmeye devam edilmelidir. Bunun için devlet gerekli tedbirleri almalı, gerekli imkânları tahsis etmelidir.

   Krizle mücadele sonrası için krizden çıkarılacak derslerin bir kenara not edilmesi gerektiğini belirten Koçak, yaşanılan aksaklıkların tespit edilip, hataların tekrar etmemesi için politikalar geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.

   Koçak, sözlerinin sonunu şu çağrı ile sonlandırdı:

   “Hiçbir insanımızın ve hiçbir canlının bu süreçte mağdur edilmemesi, unutulmaması, aç ve açıkta kalmaması için elimizden gelen gayreti hep birlikte göstermeliyiz. Devlet, vatandaşın derdine derman olmak zorundadır. Çünkü insanımızın dert çekecek takati kalmamıştır. Devir; derdi bölüşerek azaltma, geliri bölüşerek çoğaltma devridir. Bugüne kadar nice badireleri birlikte aştık. Birlikte ağladık, birlikte güldük. İnanıyoruz ki; bu zor günleri de hep birlikte aşacağız. Karamsarlık yok; umut var.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal