Pandemide, Bursa'nın en fazla tercih edilen ilçesi Nilüfer

TSKB Gayrimenkul Değerleme’nin Bursa gayrimenkul piyasasındaki hareketlilikleri ve değişen trendleri analiz ettiği araştırmasına göre; Bursa’nın son 5 yıl içindeki yapısal dönüşümü, altyapı yatırımları ve gayrimenkul tercihlerindeki değişimler, Nilüfer ilçesini ön plana çıkardı. İstanbul- izmir Otobanı, yeni devlet hastanesi yapımı, kentsel dönüşüm projeleri, Nilüfer Odunluk Mahallesi Ticaret Merkezi ve pandemide değişen tercihler, Nilüfer ilçesinin cazibesini artırarak, gayrimenkulde yatırımları ve tercihleri bölgeye çevirdi. Sanayi bölgelerine olan yakınlığı, müstakil parsellerdeki yapı stoğu, 1+1 veya 2+1 eşyalı alternatifleri ve çeşitli konut stokları ile sanayi çalışanlarının da tercih ettiği bölge haline gelen Nilüfer, özel hastanelerin en yoğun olduğu bölge olması ve yeni devlet hastanesine olan yakınlığı sebebiyle de sağlık çalışanları ve diğer tüm meslek grupları için kolay ulaşım avantajı sağlıyor. Yapılaşma planı ve sosyal alanlar açısından da en yüksek çeşitliliğe sahip merkez ilçe olan Nilüfer, pandemi sürecinde de en çok gayrimenkul satışının yapıldığı ilçelerin başında yer alıyor.  Bursa’ya bağlı Nilüfer ilçesinin en yeni yapılaşmaya sahip bölge olduğunu ve arsa stoklarının diğer gelişimini tamamlamış ilçelere göre daha fazla bulunduğunu belirten TSKB Gayrimenkul Değerleme Bursa Şube Yöneticisi Miray Beğendi Solak, bu gerekçelerin, bölgedeki yapılaşmanın ihtiyaçlara ve tercihlere göre birbirini destekleyerek ve trendleri takip ederek ilerlemesine imkan tanıdığını açıkladı.    “Nilüfer’e yakın olan Yıldırım ve Osmangazi mahallelerine de talep arttı”  Yıldırım ve Osmangazi ilçelerinde tercih edilebilirliğin daha çok ekonomik imkanlara ve Nilüfer ilçesine yakın olan mahallelerde konum avantajından kaynaklı öne çıktığını ifade eden Solak, sosyal alanlarda sahip olunan çeşitlilik ve aktivite imkanlarının da tercih edilme kriterlerinde ön plana çıktığını söyleyerek şöyle devam etti: “Odunluk Mahallesi’nde 2015 yılından bu yana yapımına başlanan ve tamamlanan çoğu nitelikli ticari yapılaşma, Sheraton Bursa, Kalyoncu, Eroğlu İnşaat ve Sur Yapı gibi bilinirliği çok yüksek İstanbul inşaat şirketlerinin projeleri ile desteklenerek kentin iş merkezi ve rezidans stoku yaratıldı. Kentsel dönüşüm projeleri tüm ekonomik sınıflar için yaşam standartlarını ve sahip olunan yatırımı artırma fırsatı olarak değerlendirilmeye çalışıldı. Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinde gerçekleşen projelerde çok eski yapılar yenilenme imkânı buldu. Nilüfer ilçesinde hak tanınan emsal artışı ile gerçekleşen çok sayıda kentsel dönüşüm projelerinin tercih edilip yaşamların başlaması ile metrekare başına düşen nüfus yoğunluğu da trafik sorunu, sosyal alan yetersizliği gibi negatif durumlar yaratacak seviyede artmış oldu.”  Mudanya ilçesinde tamamlanan konut projelerinin ilçenin deniz kıyısında olma avantajı ile birleştiğini, Nilüfer’in kent merkezi haline gelmesiyle de Mudanya’ya bağlı Güzelyalı ve Halitpaşa mahallelerinin Bursalılar için merkeze uzak olma algısından sıyrıldığını belirten Solak, Mudanya’ya bağlı bu mahallelerin Gemlik’e bağlı, Kumla, Narlı, Kurşunlu gibi yoğunlukla yaz sezonunda kullanılan yazlık mahalleler olarak anılmaktan çıktıklarını dile getirdi.    “Merkez ilçelerde imar planı dışında kalan arazilere talepler arttı”  Pandeminin başlamasıyla birlikte evde geçirilen tercihli veya zorunlu zamanların artmasıyla evle ilgili ihtiyaçların, kullanım çeşitliliğinin ve temel ihtiyaçlara olan mesafe anlayışlarının değiştiğini söyleyen Solak, “Evlerimiz, maskelerimizi güvenle çıkarabildiğimiz tek yer oldu ve aynı zamanda okul, iş yeri ve hatta hastane gibi çok amaçlı kullanımlara hizmet etmeye başladı. Evdeki ihtiyaçlar çeşitlenince ve ev dışındaki kaygılar artınca, evlerimizin etrafında dönen hayatlarımız ve alışmaya çalıştığımız yeni normal standartlarımız için tüm ihtiyaç ve tercihlerimizi bambaşka bir bakış açısıyla değerlendirmeye başladık. Pandemi sürecinde insanların salgın sebebi ile edindiği gereksinimlerin, gayrimenkul tercihlerine de yansıdığını gördük. Bursa’da da genel eğilime paralel olarak kalabalıktan, dolayısıyla merkez ilçelerden uzak, nüfus yoğunluğunun daha az, doğa ile baş başa kalabilme imkanının daha çok olduğu ilçelerde tercihler artış gösterdi. Kırsal alanlara da daha yakın olan İznik, Karacabey gibi ilçelerin yanı sıra merkez ilçelerde de imar planı dışında kalan arazilere talepler arttı. Denize kıyı ilçelerde de gayrimenkul satışlarında ve satış değerlerinde artışlar gerçekleşti. Tercihler ve buna bağlı olarak değer artışları da çok büyük oranda müstakil parselde yer alan yapılarda ve yatay kat irtifaklı yapılarda gerçekleşti” diye konuştu.