“Asgari değil, insani bir ücret belirlenmelidir”
Koçak, milyonlarca vatandaşın kilitlendiği asgari ücret görüşmeleriyle ilgili bu görüşmelerin asgari ücretliyi, enflasyona, faize ve vergilere ezdirmeyecek bir rakamla sonuçlanması gerektiğinin altını çizerek, “Asgari değil, insani bir ücret belirlenmelidir” dedi.
Engellilerin sorunlarıyla ilgili hükümete seslenen Koçak şunları kaydetti: “Kamudaki yüzde 3'lük engelli kotasının artık ihtiyacı karşılamadığını ve istihdam edilemediklerinden birçok engelli bireyin muhtaç durumda hayatını idame ettirmek zorunda kaldığını bir kez daha tekrarlıyoruz. Etkileri devam etmekte olan Kovid-19 salgını boyunca on binlerce engelli bireyin işini kaybettiği SGK ve İŞKUR verilerine yansımıştır. Bu süreçte özel sektörde iş bulması güç olan, daha fazla yoksullaşma riski altında bulunan ve hakları anayasa ile koruma altına alınmış engellilerin istihdamı sosyal hukuk devletinin temel bir gereği olacaktır. Yapılacak olan atamalarda eğitim durumları göz önüne alınarak nitelikli kadrolar açılmasını ve adaletli kadro dağılımı yapılmasını buradan hatırlatıyoruz. İstihdam kotasının yüzde 6'ya çıkarılmasını ve ilave 10 bin atamanın ivedilikle yapılmasını atama bekleyen engelli kardeşlerimiz adına talep ediyoruz.”
Devam eden asgari ücret görüşmeleriyle ilgili de Koçak, mevcut durumda asgari ücretin 2 bin 825 TL olduğunu hatırlatarak, “Düşünebiliyor musunuz? Açlık sınırının 3 bin 192 lira, yoksulluk sınırın ise 10 bin 296 lira olduğu bir zamanda işçimize diyoruz ki 'al bu 2 bin 825 lirayı geçin.' Tabi geçinebilirse. Bunun bir de işverene maliyeti var. Bugün bir asgari ücretlinin işverene maliyeti 4 bin 203 lira 56 kuruş. Aradaki bin 377 lira 66 kuruş, 6 ayrı vergi ve kesintiyle vatandaşın cebinden alınmaktadır. Peki, bununla kalıyor mu? Ne yazık ki kalmıyor. Bir asgari ücretli; kazancının yüzde 23'ünü faize, yüzde 51'ini maaştan kesintilere ve vergilere vermektedir. Yani, vatandaşın 3 bin 111 lirası cebinden alınmaktadır. Yani, vatandaş bir ayın sadece 7 gününü kendine çalışırken, 6 gününü faiz lobilerine, 13 gününü ise devlete çalışmaktadır. Yani, vatandaşın bir cebinde faizcilerin, diğer cebinde ise devletin eli vardır. Hasılı kelâm, asgari ücretlinin gelirinin 4'te 3'üne adeta el konulmaktadır” dedi.
Vatandaşın birinci gündeminin 'geçim derdi' olduğunu kaydeden Koçak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yıllar önce yaptığı çay simit hesabını hatırlatarak, “Buyurun, bu hesabı bugün yeniden yapalım. 5 kişilik bir ailenin 3 öğün sadece 1 simit maliyeti günde 52,5 liradan ayda bin 575 lira. Yine 3 öğün sadece 1 bardak çay maliyeti günde 30 liradan ayda 900 lira. Toplamda ayda 2 bin 475 lira. Asgari ücretse 2 bin 825 lira. Evin kirasını kim ödeyecek? Elektrik-su-doğalgaz faturasını kim ödeyecek? Çoluk-çocuğun okul parasını kim ödeyecek? Neredeyse 30 yıl sonra buradan tekrar soruyoruz: 'Bu zalim yönetim, bu aziz millete 1 bardak çayla 1 simidi bile layık görmüyor, bunların peşinden hâlâ nasıl gidiyorsunuz?' Biz, Saadet Partisi olarak asgari ücretin bir minimum ücret veya bir pazarlık aracı olarak değerlendirilmesini doğru bulmuyoruz. Asgari ücret insan onuruna yaraşır, gelir dağılımında ve vergilendirmede adaletli bir şekilde, asgari değil, insani bir ücret olarak belirlenmelidir” dedi.