‘Türk Milleti'nin Atatürk sevgisi tükenmez’
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Karacabey Şube Başkanı Haluk Aka, “Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kuvayı Milliye kahramanlarının 30 Ekim 1918’de ömrünü tamamlayan Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazı üzerine canla başla çalışarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma süreci adım adım anlatıldı. İsmet İnönü’nün Atatürk’e yazdığı mektubun anımsatıldığı açıklamada, Osmanlı’dan Atatürk’e ve silah arkadaşlarına kalan enkaz kapsamında İstanbul’da yalnızca 4 fabrika kaldığı, 40 bin köyün 37 bininde okul bulunmadığı, erkeklerin yüzde 7’sinin kadınların ise yalnızca binde 4’ünün okuryazar olduğu, elektriğin yalnızca İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta sınırlı olarak kullanılabildiği, kadınların ne insandan ne de nüfustan sayılmadığı, memlekette ilaç veya aşı bulunmadığı, bebek ölüm oranının binde 400’ün üzerinde olduğu, ortalama yaşam süresinin 40’lı yaşlara kadar düştüğü büyük çoğunluğu İstanbul ve İzmir'de olmak üzere sadece 337 doktor, 60 eczacı, 4 hemşire, 136 da ebe bulunduğu, diş hekimliğini ise nalbantların ve berberlerin yaptığı belirtildi. Tarımsal üretim kapsamında traktör, biçerdöver, gübre, tarım ilacı bulunmadığı, bin köyün 30 bininde cami olmadığı, binden fazla köyün tuzla buz olduğu, kişi başına ulusal gelirin yalnızca 45 dolar olduğu, denmesi gereken Osmanlı'dan kalmış Düyun-u Umumiye borcunun bugünkü karşılığı da 470 milyar dolar olduğu aktarıldı. Açıklamada, “Cumhuriyetin yoktan var edildiği elbette gerçektir, ama var edenlerin elinde neredeyse hiçbir olanak olmadığı da bir diğer gerçektir. Sermaye de yoktu, teknik eleman da araç gereç de deneyimli iş gücü de...”
‘KİMSESİZLERİN KİMSESİ BÖYLE YARATILDI’
Bu içler acısı durumun yaratıcıları Batı emperyalizminin acımasız sömürü düzeninden ve işbirlikçi Saray rejiminin ‘Tek Adam’ despotizminden kurtulmak, bir an önce muasır medeniyet seviyesini aşma hedefine yönelmek, bunun için de Millî Mücadele döneminde olduğu gibi yine bütün yokluk ve yoksunlukları aşmak gerekiyordu. Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Kemalist Devrim kadrolarının varlık nedenleri, boyun borçlarıydı bu. Emperyal sömürü düzeninin çarkını da kırdılar, Saray'ı da tepelediler, Hilafeti de kaldırdılar. Eğitim birliğini ve laik bilimsel eğitimi gerçekleştirip, üniversite reformunu hayata geçirip, tekke ve zaviyeleri kapatıp, bütün tarikatları yasaklayarak cehaletle savaşı da kazandılar. Viran olmuş memleketi imar da ettiler. Demiryollarını, limanları, madenleri de devletleştirdiler. Misyoner okullarını da kapattılar. Aşı ve ilaç üretip salgın hastalıkları da bitirdiler. Borçları da ödediler. ‘Her fabrika bir kaledir’ şiarıyla 46 fabrika kurup Türkiye'yi uçak üreten bir sanayi ülkesi ve ‘köylü milletin efendisidir’ anlayışıyla kendini doyuran 7 dünya ülkesinden biri yapmayı da başardılar... Devleti hep namusla, liyakatle, akıl ve bilimle yöneterek az zamanda çok ve büyük işler yaptılar. Hırsıza, yolsuza, talancıya, dolandırıcıya, şeriatçıya gericiye göz açtırmadılar. Emperyalizme uşaklık etmeye, nüfuz ticareti yapmaya, millet malına çökmeye kalkan soysuzlara dünyayı dar ettiler, ocaklarını söndürdüler. ‘Milletvekili sadece milletvekilliği yapar, iş takipçisinden, komisyoncudan, din istismarcısı yobazdan milletvekili olmaz" dediler. Böyle oldu ‘Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesi’, böyle yaratıldı Cumhuriyet Mucizesi ve o nedenle tükenmez Türk Milleti'nin Atatürk Sevgisi...”
‘YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ'NE ULAŞACAĞIZ’
10 Kasım 1938’de ulu önder Atatürk’ün yaşamını yitirmesinin ardından neredeyse tüm kazanımların geriye götürüldüğü belirtilen açıklamada, “‘Yargı bağımsızlığı’, ‘hukukun üstünlüğü’ ve ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkeleri yok sayıldı. Geçici sığınmacı kılıklı ne idükleri belli milyonlarla demografik yapımız tarumar edildi. Demokrasi tramvay bellendi. Orduya siyaset sokuldu. Devlet ‘Şahsım Devleti’ ne dönüştürüldü. Millet fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşürüldü... Geldik bugüne! ‘İşte bu ahval ve şerait içinde dahi’ vazifemizin bilincindeyiz. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak Kemalizm'in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak milletimizle birlikte Yeniden Atatürk Cumhuriyeti'ne ulaşacağız, söz veriyoruz”
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle bir kez daha anıyor, tüm yurttaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum” dedi.