Marmara Denizi’nde Denizcilik Taşımacılığı Kaynaklı Kirliliğin Müsilaj Oluşumuna Etkisi Araştırılacak

GÜNDEM 26.08.2021 - 14:57, Güncelleme: 19.01.2023 - 05:57
 

Marmara Denizi’nde Denizcilik Taşımacılığı Kaynaklı Kirliliğin Müsilaj Oluşumuna Etkisi Araştırılacak

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Denizcilik Fakültesi ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi işbirliğinde hazırlanan ve TÜBİTAK 1001 Müsilaj Araştırmaları Özel Çağrısı kapsamında destek almaya hak kazanan proje ile Marmara Denizi’nde denizcilik taşımacılığı kaynaklı kirliliğin müsilaj oluşumuna etkisi araştırılacak.

Ülkemizde son dönemlerde Marmara ve Kuzey Ege bölgelerinde ortaya çıkan ve deniz ekosistemini ciddi anlamda tehdit eden musilajın, farklı mikroorganizmalar tarafından birden fazla dış etkenin bir araya gelmesi neticesinde ortaya çıktığını aktaran proje yürütücüsü Prof. Dr. Sinan Uyanık, “Marmara Denizi’nin yapısal özellikleri, iklim değişikliği, deniz ekosistemindeki besin zinciri bozulmaları, denize karasal ve denizel faaliyetlerden kaynaklanan kirlilik girişi gibi etkenlerin müsilaja neden olduğu düşünüyoruz. Bu etkenlerden, iklim değişikliği ve Marmara Denizi’nin yapısal özellikleri müsilajın engellenmesinde ilk etapta müdahale edebileceğimiz etkenler değil. Fakat müsilajın oluşmasında etkili olabilecek besin zincirindeki bozulmaya neden olan aşırı ve yanlış avlanmayı, denize karışan besin elementlerinde artışa neden olan karasal ve denizel faaliyetlerden gelen kirliliği engelleyebiliriz” ifadelerini kullandı. Arıtılmamış veya yeterli düzeyde arıtılmamış kentsel ve endüstriyel atık sular ve genel olarak tarımsal faaliyetlerin denizlere karışan besin elementlerinde artışa neden olduğunu aktaran Uyanık, “Denizel kirlilik etmenlerinde ise, deniz ticareti amaçlı kullanılan gemilerden kaynaklanan kirleticiler önemli bir unsur. Deniz ticareti rotaları dikkate alındığında Türkiye’nin de ana güzergâh olarak yer aldığı, Marmara Denizi’ni içeren hattın deniz taşımacılığı amaçlı oldukça yoğun olarak kullanıldığını görüyoruz. Bu noktada gemilerden kaynaklanan kirliliği göz ardı etmemeliyiz. Gemi sintineleri yani makine altlarında biriken petrol türevleri ile kirlenmiş suların denize uygun olmayan şekilde tahliyesi, balast operasyonlarında kullanılan suların tahliyesi, evsel atık suların deşarjı, gemilerin makine soğutma sularının denize boşaltılması, petrol ve yağla kirletilmiş ambar ve tank yıkama sularının denize uygunsuz tahliyesi, katı atıkların uygunsuz bertarafı gibi uygulamalar deniz taşımacılığından kaynaklanan kirletici faaliyetlerdir. Bunlardan balast sularının hacimsel olarak çok fazla olması, dünyanın en ucundan farklı noktalara, kirletici, istilacı türler, zararlı mikroorganizmalar taşıma riskinden dolayı özellikle incelenmelidir. Yine yasak olmasına rağmen sintine sularının, alıcı ortama arıtılmaksızın verilmesi oldukça yoğun kirletici konsantrasyonlara sahip olması nedeniyle kirlilik yükü açısından değerlendirilmesi gereken önemli etmenlerden biri” şeklinde konuştu. Proje kapsamında sintine ve balast suları ile taşınan kirleticiler ve müsilaja neden olduğu bilinen fitoplankton ve bakterilerin, Marmara’da ortaya çıkan müsilajın oluşumunda etkili olup olamayacağını araştıracaklarını aktaran Uyanık, “Marmara Denizi’nin en önemli limanlarından Gemlik Limanı’na, farklı rotalardan gelen gemilerden alınan sintine ve balast sularında, genel fiziko kimyasal kirletici parametreler ile algal ve bakteriyel popülasyon miktarları belirlenerek, Marmara Denizi’ne deniz taşımacılığı kaynaklı ne kadar kirletici geldiğini, bu kirletici ve gelen canlı organizmaların müsilaj oluşumuna nasıl bir etkisi olduğunu görmüş olacağız”dedi. Proje başlangıcında yapılacak veri toplama çalışmalarının ardından Marmara Denizi’ndeki limanlara yanaşan gemilerin oluşturduğu ana güzergâhlar belirleyeceklerini aktaran Uyanık, “Bu güzergâhlardan Gemlik Limanı’na yanaşan, anlamlı sayıda belirlenecek gemilerden alınacak sintine ve balast sularının fiziko kimyasal kirletici ve mikrobiyolojik karakterizasyonları gerçekleştirilecek. Fiziko kimyasal kirleticiler ve su miktarlarından faydalanarak kirletici yük hesapları yapılarak Marmara deniz havzasına gelen karasal kirletici yüklerle kıyaslamaları yapılacak. Mikrobiyolojik karakterizasyon çalışmalarında, sintine ve balast sularındaki alg türlerinin tespiti yapılacak. Sintine ve balast suları ile Marmara'ya taşınan fitoplanktonun (mikroalglerin) sayısı ve çeşitliliği taksonomik çalışmalarla belirlenmiş olacak.” şeklinde konuştu. Yürütücülüğünü BTÜ Prof. Dr. Sinan Uyanık’ın yaptığı proje araştırma ekibinde BTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Mete Yılmaz, Doç. Dr. Erinç Dobrucalı, Doç. Dr. Gökçe Çiçek Ceyhun, Doç. Dr. Deniz Uçar, Dr. Öğr. Üyesi Volkan Altuntaş ve İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Muharrem Balcı bulunuyor.
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Denizcilik Fakültesi ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi işbirliğinde hazırlanan ve TÜBİTAK 1001 Müsilaj Araştırmaları Özel Çağrısı kapsamında destek almaya hak kazanan proje ile Marmara Denizi’nde denizcilik taşımacılığı kaynaklı kirliliğin müsilaj oluşumuna etkisi araştırılacak.

Ülkemizde son dönemlerde Marmara ve Kuzey Ege bölgelerinde ortaya çıkan ve deniz
ekosistemini ciddi anlamda tehdit eden musilajın, farklı mikroorganizmalar tarafından birden
fazla dış etkenin bir araya gelmesi neticesinde ortaya çıktığını aktaran proje yürütücüsü Prof.
Dr. Sinan Uyanık, “Marmara Denizi’nin yapısal özellikleri, iklim değişikliği, deniz
ekosistemindeki besin zinciri bozulmaları, denize karasal ve denizel faaliyetlerden
kaynaklanan kirlilik girişi gibi etkenlerin müsilaja neden olduğu düşünüyoruz. Bu etkenlerden,
iklim değişikliği ve Marmara Denizi’nin yapısal özellikleri müsilajın engellenmesinde ilk etapta
müdahale edebileceğimiz etkenler değil. Fakat müsilajın oluşmasında etkili olabilecek besin
zincirindeki bozulmaya neden olan aşırı ve yanlış avlanmayı, denize karışan besin
elementlerinde artışa neden olan karasal ve denizel faaliyetlerden gelen kirliliği
engelleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Arıtılmamış veya yeterli düzeyde arıtılmamış kentsel ve endüstriyel atık sular ve genel olarak
tarımsal faaliyetlerin denizlere karışan besin elementlerinde artışa neden olduğunu aktaran
Uyanık, “Denizel kirlilik etmenlerinde ise, deniz ticareti amaçlı kullanılan gemilerden
kaynaklanan kirleticiler önemli bir unsur. Deniz ticareti rotaları dikkate alındığında
Türkiye’nin de ana güzergâh olarak yer aldığı, Marmara Denizi’ni içeren hattın deniz
taşımacılığı amaçlı oldukça yoğun olarak kullanıldığını görüyoruz. Bu noktada gemilerden
kaynaklanan kirliliği göz ardı etmemeliyiz. Gemi sintineleri yani makine altlarında biriken
petrol türevleri ile kirlenmiş suların denize uygun olmayan şekilde tahliyesi, balast
operasyonlarında kullanılan suların tahliyesi, evsel atık suların deşarjı, gemilerin makine
soğutma sularının denize boşaltılması, petrol ve yağla kirletilmiş ambar ve tank yıkama
sularının denize uygunsuz tahliyesi, katı atıkların uygunsuz bertarafı gibi uygulamalar deniz
taşımacılığından kaynaklanan kirletici faaliyetlerdir. Bunlardan balast sularının hacimsel
olarak çok fazla olması, dünyanın en ucundan farklı noktalara, kirletici, istilacı türler, zararlı
mikroorganizmalar taşıma riskinden dolayı özellikle incelenmelidir. Yine yasak olmasına
rağmen sintine sularının, alıcı ortama arıtılmaksızın verilmesi oldukça yoğun kirletici
konsantrasyonlara sahip olması nedeniyle kirlilik yükü açısından değerlendirilmesi gereken
önemli etmenlerden biri” şeklinde konuştu.
Proje kapsamında sintine ve balast suları ile taşınan kirleticiler ve müsilaja neden olduğu
bilinen fitoplankton ve bakterilerin, Marmara’da ortaya çıkan müsilajın oluşumunda etkili
olup olamayacağını araştıracaklarını aktaran Uyanık, “Marmara Denizi’nin en önemli
limanlarından Gemlik Limanı’na, farklı rotalardan gelen gemilerden alınan sintine ve balast
sularında, genel fiziko kimyasal kirletici parametreler ile algal ve bakteriyel popülasyon
miktarları belirlenerek, Marmara Denizi’ne deniz taşımacılığı kaynaklı ne kadar kirletici
geldiğini, bu kirletici ve gelen canlı organizmaların müsilaj oluşumuna nasıl bir etkisi
olduğunu görmüş olacağız”dedi.

Proje başlangıcında yapılacak veri toplama çalışmalarının ardından Marmara Denizi’ndeki
limanlara yanaşan gemilerin oluşturduğu ana güzergâhlar belirleyeceklerini aktaran Uyanık,
“Bu güzergâhlardan Gemlik Limanı’na yanaşan, anlamlı sayıda belirlenecek gemilerden
alınacak sintine ve balast sularının fiziko kimyasal kirletici ve mikrobiyolojik
karakterizasyonları gerçekleştirilecek. Fiziko kimyasal kirleticiler ve su miktarlarından
faydalanarak kirletici yük hesapları yapılarak Marmara deniz havzasına gelen karasal kirletici
yüklerle kıyaslamaları yapılacak. Mikrobiyolojik karakterizasyon çalışmalarında, sintine ve
balast sularındaki alg türlerinin tespiti yapılacak. Sintine ve balast suları ile Marmara'ya
taşınan fitoplanktonun (mikroalglerin) sayısı ve çeşitliliği taksonomik çalışmalarla belirlenmiş
olacak.” şeklinde konuştu.
Yürütücülüğünü BTÜ Prof. Dr. Sinan Uyanık’ın yaptığı proje araştırma ekibinde BTÜ Öğretim
Üyeleri Prof. Dr. Mete Yılmaz, Doç. Dr. Erinç Dobrucalı, Doç. Dr. Gökçe Çiçek Ceyhun, Doç. Dr.
Deniz Uçar, Dr. Öğr. Üyesi Volkan Altuntaş ve İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Muharrem
Balcı bulunuyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler