Karacabey ADD’den ‘Lozan’ açıklaması

GÜNDEM (KH) - Yasin KESKİN | 24.07.2023 - 14:53, Güncelleme: 24.07.2023 - 14:53
 

Karacabey ADD’den ‘Lozan’ açıklaması

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Karacabey Şubesi, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 100. yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yayımladı. ADD adına Şube Başkanı Haluk Aka tarafından yapılan açıklamada, Lozan Antlaşması’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı en güçlü, siyasi ve hukuki temel olduğu belirtildi.

   ADD Karacabey Şube Başkanı Haluk Aka, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, Lozan Antlaşması’nın da 100. yıldönümünü kutluyoruz. Lozan Antlaşması, Birinci Paylaşım Savaşı sonuçlarını ilan eden Sevr paçavrasını, üzerinden 3 yıl geçmeden yırtıp atan ve tarihin çöplüğüne gönderen büyük bir diplomatik zaferdir. Ve bu anlamda tektir. Bu nedenle emperyalist güçler hiçbir zaman Lozan’ı içlerine sindirememişlerdir. Lozan’ın bitmesini bekleyenler, tartışmaya açanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden Sevr’e mahkûm etmek isteyenlerdir.    Mustafa Kemal Atatürk’ün 24.07.1933 de ifadesiyle Lozan antlaşması; “Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir siyasi zafer eseridir.”    Lozan; Mustafa Kemal Atatürk’tür, İsmet İnönü’dür. Lozan, tam bağımsızlıktır. Lozan, emperyalizme diz çöktürdüğümüz en büyük siyasi zaferdir… Bugün büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının gerçekleştirdiği dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir milli mücadeleyi, kurdukları Cumhuriyeti, ilke ve devrimlerini unutan ve unutturmak isteyenlere karşı başta Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Lozan kahramanı İsmet İnönü’yü saygı ve minnetle anıyoruz.    Lozan Antlaşması; vatanımızın bağımsızlığını, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü dünyaya kabul ettirmesi yanında, 1699 Karlofça’dan 224 yıl sonra bir görüşme masasından başı dik kalktığımız ilk antlaşmadır.   Lozan Antlaşması; Anadolu insanını 400 yıl ekonomik boyunduruk altında inim inim inleten kapitülasyonları ortadan kaldırıp tam bağımsızlığın ancak ekonomik bağımsızlıkla sağlanabileceğini mazlum milletlere göstererek tarihin akışını değiştiren çok önemli bir belgedir.    Lozan Antlaşması; Türk Ulusu’nun Milli Mücadele’yi gerçekte kimlere karşı verdiğini, kimleri yendiğini ve kimlerin işgalci emperyalistler tarafından piyon olarak savaşa sürüldüğünü belgeleyen antlaşmadır aynı zamanda. “Siz Yunanistan’ı yendiniz İngiltere’yi değil” diyen Lord Curzon’a İsmet Paşa’nın verdiği yanıt da bunun kanıtıdır: “Hayır ekselans! Yalnız Yunanistan’ı yenmedik. Güneyde müttefikiniz Fransızları yendik. Onların silahlandırdığı Ermenileri yendik. Müttefikiniz İtalyanları Anadolu’dan uzaklaştırdık. Sizin silahlandırdığınız Doğu Ermenilerini ve Pontus çetelerini yendik. Sizin İstanbul hükümeti ile birlikte azdırdığınız isyancıları yendik. Silah ve para ile desteklediğiniz Kuvayi İnzibatiye’yi yendik. En son olarak da maşanız Yunan ordusunu yenip denize döktük. Mondros’u yendik. Sevr’i yendik. Üçlü Antlaşma’yı yendik. Bunların hepsinin arkasında siz vardınız; hepsinin ipleri, dümeni, düğmesi sizin elinizdeydi. Biz asıl sizi yendik .”    Ulusal Kurtuluş Savaşının önderleri hakkında idam fermanları çıkaranlar, Paris’in Sevr kasabasında 10 Ağustos 1920 günü imzalanan Sevr Antlaşmasının hiçbir maddesine itiraz edemezken, boynunda idam fermanı olanlar, Sevr paçavrasından sadece 2 yıl 20 gün sonra 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar’da Türk ulusunun zaferini ilan ettiler. Zaferden kısa süre sonra imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması sonrası Lozan’da başlaması planlanan barış görüşmelerine ihanet içindeki İstanbul Hükümeti’nin çağrılmasına Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922 günü saltanatın kaldırıldığını ilan ederek yanıt verdi.    Bu kararın ardından Türkiye’nin tek temsilcisi olarak Lozan’a giden İsmet Paşa başkanlığındaki Ankara heyeti hayranlık uyandırıcı bir diplomatik başarıya imza attı ve antlaşma 24 Temmuz 1923 günü imzalandı. Ancak emperyalist ülke temsilcileri hiç memnun değillerdi. İsmet İnönü bir söyleşide bunu şöyle anlatmıştır: “Lozan’da İngiliz Delegesi Lord Curzon ve Amerikan Delegesi ile oturuyorduk. Lord Curzon “Lozan’dan memnun ayrılmıyoruz. Hiçbir dediğimizi yaptıramadık. Harap bir memleket devralıyorsunuz. Bunu imar etmeyecek misiniz? Neyle, nasıl yapacaksınız? Para bir bunda bir de bende var. Geleceksiniz, para isteyeceksiniz, diz çökeceksiniz, reddettiklerinizin hepsini bir bir cebimden çıkarıp önünüze koyacağım.” demişti. Bu konuşmamızı hiçbir zaman aklımdan çıkarmadım.”    Kemalist Devrimciler bu sözleri hiç unutmadılar, kurdukları devleti namus, ahlâk ve liyakatla yöneterek, akıl ve bilim yolundan ayrılmayarak, ulusları ile birlikte çok çalışarak hem Osmanlı’nın borçlarını ödediler, hem yokluk ve yoksunlukları aştılar, hem de uçak üretip ihraç eden bir sanayi ülkesi, dünyanın kendini doyurabilen 7 ülkesinden biri olan Türkiye’yi yarattılar.    Emperyalistler 73 yıldır yaşanan her ekonomik bunalımda Lozan’da ceplerine attıkları bu maddeleri teslimiyetçi iktidarların önüne koydular. Yazık ki, istediklerinin çoğunu da aldılar.    Lozan’ın vazgeçilmezliğini anlatıp 21. yüzyılın Sevr’i olan BOP tuzağına düşülmemesi için iktidarları uyaran yurtseverler paronayaklıkla yaftalanır, birçoğu kumpas davalarıyla zindana atılırken “Keşke Yunan kazansaydı” diyen emperyalizm uşağı, Atatürk, Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı, saltanat ve hilafet özlemcisi aymazlar Lozan’ı “hezimet” olarak ilan ettiler. Bazı yetkililer tartışmaya açma gafletine düştüler. Adlarının önünde her nasılsa profesör yazan kimi çakma tarihçilerse hâlâ “Lozan’ın Gizli Maddeleri” masalları anlatıyorlar.    Ancak kim ne derse desin, Tarih hükmünü vermiştir: Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedinin emperyalistlerce tekrar tescilidir, Türk Ulusu’nun kanıyla imzalanmıştır. Sonsuza dek yaşayacak, değiştirmeye iç ve dış hiçbir bedhahın gücü yetmeyecektir. Lozan’ı tartışmaya açmak, Sevr’e, BOP’a ve benzeri emperyal planlara teslim olmaktır. Ne bugün ne de gelecekte yürürlükten kalkacak gizli maddeleri vardır. Bizler Atatürkçü Düşünce Dernekleri, 29 Ekim Kadınları Derneği ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği olarak; Lozan Antlaşması’nın 100. yılını gururla kutluyor, vatanımızın kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, tarihin en büyük devrimcisi Büyük Atatürk’ü, Lozan’ın bilge diplomatı İsmet İnönü’yü, Kuvayi Milliye kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizle gazilerimizi minnetle, saygıyla anıyoruz. Yaşasın Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye!”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Karacabey Şubesi, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 100. yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yayımladı. ADD adına Şube Başkanı Haluk Aka tarafından yapılan açıklamada, Lozan Antlaşması’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı en güçlü, siyasi ve hukuki temel olduğu belirtildi.

   ADD Karacabey Şube Başkanı Haluk Aka, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, Lozan Antlaşması’nın da 100. yıldönümünü kutluyoruz. Lozan Antlaşması, Birinci Paylaşım Savaşı sonuçlarını ilan eden Sevr paçavrasını, üzerinden 3 yıl geçmeden yırtıp atan ve tarihin çöplüğüne gönderen büyük bir diplomatik zaferdir. Ve bu anlamda tektir. Bu nedenle emperyalist güçler hiçbir zaman Lozan’ı içlerine sindirememişlerdir. Lozan’ın bitmesini bekleyenler, tartışmaya açanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden Sevr’e mahkûm etmek isteyenlerdir.

   Mustafa Kemal Atatürk’ün 24.07.1933 de ifadesiyle Lozan antlaşması; “Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir. Osmanlı devrine ait tarihe eşi geçmemiş bir siyasi zafer eseridir.”

   Lozan; Mustafa Kemal Atatürk’tür, İsmet İnönü’dür. Lozan, tam bağımsızlıktır. Lozan, emperyalizme diz çöktürdüğümüz en büyük siyasi zaferdir… Bugün büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının gerçekleştirdiği dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir milli mücadeleyi, kurdukları Cumhuriyeti, ilke ve devrimlerini unutan ve unutturmak isteyenlere karşı başta Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Lozan kahramanı İsmet İnönü’yü saygı ve minnetle anıyoruz.

   Lozan Antlaşması; vatanımızın bağımsızlığını, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü dünyaya kabul ettirmesi yanında, 1699 Karlofça’dan 224 yıl sonra bir görüşme masasından başı dik kalktığımız ilk antlaşmadır.   Lozan Antlaşması; Anadolu insanını 400 yıl ekonomik boyunduruk altında inim inim inleten kapitülasyonları ortadan kaldırıp tam bağımsızlığın ancak ekonomik bağımsızlıkla sağlanabileceğini mazlum milletlere göstererek tarihin akışını değiştiren çok önemli bir belgedir.

   Lozan Antlaşması; Türk Ulusu’nun Milli Mücadele’yi gerçekte kimlere karşı verdiğini, kimleri yendiğini ve kimlerin işgalci emperyalistler tarafından piyon olarak savaşa sürüldüğünü belgeleyen antlaşmadır aynı zamanda. “Siz Yunanistan’ı yendiniz İngiltere’yi değil” diyen Lord Curzon’a İsmet Paşa’nın verdiği yanıt da bunun kanıtıdır: “Hayır ekselans! Yalnız Yunanistan’ı yenmedik. Güneyde müttefikiniz Fransızları yendik. Onların silahlandırdığı Ermenileri yendik. Müttefikiniz İtalyanları Anadolu’dan uzaklaştırdık. Sizin silahlandırdığınız Doğu Ermenilerini ve Pontus çetelerini yendik. Sizin İstanbul hükümeti ile birlikte azdırdığınız isyancıları yendik. Silah ve para ile desteklediğiniz Kuvayi İnzibatiye’yi yendik. En son olarak da maşanız Yunan ordusunu yenip denize döktük. Mondros’u yendik. Sevr’i yendik. Üçlü Antlaşma’yı yendik. Bunların hepsinin arkasında siz vardınız; hepsinin ipleri, dümeni, düğmesi sizin elinizdeydi. Biz asıl sizi yendik .”

   Ulusal Kurtuluş Savaşının önderleri hakkında idam fermanları çıkaranlar, Paris’in Sevr kasabasında 10 Ağustos 1920 günü imzalanan Sevr Antlaşmasının hiçbir maddesine itiraz edemezken, boynunda idam fermanı olanlar, Sevr paçavrasından sadece 2 yıl 20 gün sonra 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar’da Türk ulusunun zaferini ilan ettiler. Zaferden kısa süre sonra imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması sonrası Lozan’da başlaması planlanan barış görüşmelerine ihanet içindeki İstanbul Hükümeti’nin çağrılmasına Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922 günü saltanatın kaldırıldığını ilan ederek yanıt verdi.

   Bu kararın ardından Türkiye’nin tek temsilcisi olarak Lozan’a giden İsmet Paşa başkanlığındaki Ankara heyeti hayranlık uyandırıcı bir diplomatik başarıya imza attı ve antlaşma 24 Temmuz 1923 günü imzalandı. Ancak emperyalist ülke temsilcileri hiç memnun değillerdi. İsmet İnönü bir söyleşide bunu şöyle anlatmıştır: “Lozan’da İngiliz Delegesi Lord Curzon ve Amerikan Delegesi ile oturuyorduk. Lord Curzon “Lozan’dan memnun ayrılmıyoruz. Hiçbir dediğimizi yaptıramadık. Harap bir memleket devralıyorsunuz. Bunu imar etmeyecek misiniz? Neyle, nasıl yapacaksınız? Para bir bunda bir de bende var. Geleceksiniz, para isteyeceksiniz, diz çökeceksiniz, reddettiklerinizin hepsini bir bir cebimden çıkarıp önünüze koyacağım.” demişti. Bu konuşmamızı hiçbir zaman aklımdan çıkarmadım.”

   Kemalist Devrimciler bu sözleri hiç unutmadılar, kurdukları devleti namus, ahlâk ve liyakatla yöneterek, akıl ve bilim yolundan ayrılmayarak, ulusları ile birlikte çok çalışarak hem Osmanlı’nın borçlarını ödediler, hem yokluk ve yoksunlukları aştılar, hem de uçak üretip ihraç eden bir sanayi ülkesi, dünyanın kendini doyurabilen 7 ülkesinden biri olan Türkiye’yi yarattılar.

   Emperyalistler 73 yıldır yaşanan her ekonomik bunalımda Lozan’da ceplerine attıkları bu maddeleri teslimiyetçi iktidarların önüne koydular. Yazık ki, istediklerinin çoğunu da aldılar.

   Lozan’ın vazgeçilmezliğini anlatıp 21. yüzyılın Sevr’i olan BOP tuzağına düşülmemesi için iktidarları uyaran yurtseverler paronayaklıkla yaftalanır, birçoğu kumpas davalarıyla zindana atılırken “Keşke Yunan kazansaydı” diyen emperyalizm uşağı, Atatürk, Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı, saltanat ve hilafet özlemcisi aymazlar Lozan’ı “hezimet” olarak ilan ettiler. Bazı yetkililer tartışmaya açma gafletine düştüler. Adlarının önünde her nasılsa profesör yazan kimi çakma tarihçilerse hâlâ “Lozan’ın Gizli Maddeleri” masalları anlatıyorlar.

   Ancak kim ne derse desin, Tarih hükmünü vermiştir: Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedinin emperyalistlerce tekrar tescilidir, Türk Ulusu’nun kanıyla imzalanmıştır. Sonsuza dek yaşayacak, değiştirmeye iç ve dış hiçbir bedhahın gücü yetmeyecektir. Lozan’ı tartışmaya açmak, Sevr’e, BOP’a ve benzeri emperyal planlara teslim olmaktır. Ne bugün ne de gelecekte yürürlükten kalkacak gizli maddeleri vardır. Bizler Atatürkçü Düşünce Dernekleri, 29 Ekim Kadınları Derneği ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği olarak; Lozan Antlaşması’nın 100. yılını gururla kutluyor, vatanımızın kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, tarihin en büyük devrimcisi Büyük Atatürk’ü, Lozan’ın bilge diplomatı İsmet İnönü’yü, Kuvayi Milliye kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizle gazilerimizi minnetle, saygıyla anıyoruz. Yaşasın Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye!”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri Bonusverensiteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri