Türkiye cumhuriyeti devleti, kendi imkân ve kabiliyetini kullanarak içeride ve dışarıda şer odaklarını bertaraf etmesi, birilerini rahatsız etmiştir. Dışarıdakileri anladık ta, size ne oluyor, terörün bitirilmesine yönelik kararlı duruştan neden rahatsız oluyorsunuz.     Bütün bunlar la uğraşırken, korona denen bir illet, dünyayı etkisi altına almış, ülkemize de bulaşmıştır. Devlet önlemlerini almış, sosyal devlet olmanın gereği her vatandaşına şefkatle yaklaşmaya çalışmıştır, çalışmaya da devam etmektedir. Vatandaşlar olarak çok şey istiyor olabiliriz, imkânlar ölçüsünde gayretler var, noksanlar da olabilir, giderilmesi yönünde çalışmalar yoğun bir şekilde sürmektedir. Özellikle hayatlarını hiçe sayan, sağlık personellerimize, emniyet mensuplarımızla, belediye başkan ve zabıta ekiplerimize teşekkür ediyoruz. Türk devleti yine tarihi misyonunu üslenerek, Asya dan, Avrupa ya, Amerika ya, Afrika ya, gıda, tıbbi araç ve gereçleri göndermiştir. Rabbime şükür ki, daha bir yıl bile olmadan, Türk ekonomisini iki günde batırırım diyen ABD başkanı Türkiye den yardım talep etmiştir, keza Avrupa birliği ülkeleri gibi, bu bile ülkemizin geldiği yer bakımından Müslüman Türk milleti adına övünç vesilesi olmuştur. İnşallah bu zor günleri de birlikte atlatacağız. Alınan kararlara uyalım, uymayanları yapıcı bir üslup la uyaralım, bu ülke hepimizin. Her şeye karşı çarşı, anlayışı da maalesef her konu da yine siyasi hesaplar uğruna, uygunsuz, yersiz ve seviyesiz tartışmalara neden olmaktadır. Mecliste ceza infaz yasası görüşülürken bunun örneklerini fazlasıyla gördük. Milletin kürsüsünden, demokrasi, özgürlük, insan hakları söylemleri bahane edilerek, bu yasadan terör ve siyasi suçluların da faydalanmasını istemek neyin nesi demeden edemiyor insan. Şehit anasının, babasının vergilerinden maaş alacaksınız, PKK, fetö, terör örgütü mensuplarını, siyasi suçlu deyip bu kapsama almaya çalışacaksınız. Söylermisiniz dünyanın hangi ülkesinde böyle bir şey olabilir. Millet kendi aleyhine söz duymak istemiyor, benim vergilerimle maaş almasınlar, devlet bu işe bir çözüm bulsun diyor, bu böyle sürmemelidir.     Birde infaz yasasını, kişiler arasında ayrımcılık yaratıyor diye anayasa mahkemesine taşınacağını, siyasi mahkûmların da bundan yararlanması gerektiğini savunanları görüyoruz. O zaman bizde soruyoruz? Kim bu siyasi mahkûmlar,  biz biliyoruz da, bizim bilemediğimiz başka birileri de mi var, söyleyin de millet sizin ağzınızdan duysun.    Son sözü DEVLET söylemiştir, başka söze gerek yok.    Ne Mutlu Türk'üm diyene.