"Geçim ittifakında buluşalım"

SİYASET 09.04.2021 - 16:42, Güncelleme: 19.01.2023 - 05:57
 

"Geçim ittifakında buluşalım"

Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Koçak, yaptığı basın açıklamasında, vatandaşın içinde bulunduğu ekonomik çıkmazın asıl iktidarın gündeminde olması gerektiğine değindi.

Koçak, “Asıl konuşulması gereken 104 amiralin bildirisi değil, 2 milyon esnafın derdidir, geçinemeyen emeklinin derdidir. 83 milyon vatandaşımızın derdi olmalıdır. Ülkemizin adaletten ekonomiye, dış politikadan eğitime kadar her alanda yaşadığı savrulmayı iktidar umursamasa da bu savrulma milletimizi gelecek kaygısına ve geçim sıkıntısına sürüklemiştir. Biz milletimizin açlığa, yoksulluğa, adaletsiz gelir dağılımına, hayat pahalılığına mahkûm edilmesine karşıyız” ifadelerini kullandı.      Ülkenin kaynaklarının israfa, ranta aktarılmasına karşı olduklarını belirten Koçak, “Bir gecede dövizde yaşanan bir liralık artışla birileri servetine servet katarken diğer tarafta her geceyi huzursuz ve uykusuz geçiren milyonlarca insanımızı görmezden gelemeyiz. Çalışan, emek veren, ter döken insanımızın omuzlarına milyarlarca faiz yükünün yüklenmesine rıza gösteremeyiz. Bugün asıl darbe milletimizin cebine, emeğine, aşına yapılarak mutfaklardaki tencereyi kaynamaz hale getirmek ile yapılmaktadır. Darbe sadece postallarla değil; vergilerle, zamlarla da yapılır. Demokrasiye el uzatan askeri vesayeti de insanımızın kazancına el uzatan takım elbiseli sivil vesayeti de kabul etmemiz mümkün değildir. Bugün 104 amiralin bildirisi için olağanüstü toplanılması düşünülüyorsa 84 milyon vatandaşımızın geçim derdi için de mutlaka bir araya gelmek mecburiyetindeyiz” dedi.      Saadet Partisi olarak tüm Türkiye’yi “geçim ittifakı”nda toplanmaya davet ettiklerini belirten Koçak, “Ülkemizde en zengin yüzde 20’nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46’dan fazla, en yoksul yüzde 20’nin ise toplam gelirden aldığı pay yüzde 6,2’dir. Aradaki fark 7,5 misli. En değerli ittifak; bu gelir adaletsizliğine karşı yapılacak ittifak olacaktır. Bu sebeple insanımızın kazancına, emeğine, hakkına ve tenceresine yapılan darbelerin de karşısında olan herkesi “geçim ittifakı”nda olağanüstü toplanmaya davet ediyoruz” dedi.      2004 yılında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından 313 generale gönderilen mektuba da değinen Koçak, “Bugün bir demokrasi havarisi kesilen bazı kimselerin ve çevrelerin dün nasıl bir tavır içinde oldukları vesikalar ile sabittir. 2004 yılında görevi başındaki 313 generale mektup yazarak ‘Gelişmeler endişe verici. İktidarı uyarın’ diyenler resmen darbe çağrısı yapmışlardı. Bugün aynı kişilerin bu bildiriye verdikleri tepki hepimizi düşündürmelidir! Türkiye’de demokrasiyi rafa kaldıranların, TBMM’nin işlevselliğini yok edenlerin, fikir özgürlüğüne darbe vuranların, sokak ortasında gazetecilerin, siyasilerin linç edildiği bir ortamın sorumlusu olanların, tek adam rejimini tesis edenlerin demokrasi diye bir derdi olduğuna inanmıyoruz. Demokrasi bu ülkede birileri için adeta ‘acıkınca yenilebilen helvadan bir put’ haline gelmiştir. Bu sebeple de işlerine geldiğinde demokrasi, işlerine gelmediğinde ise baskı ve tahakküm anlayışı tezahür etmektedir” diye vurguladı.      Millî Görüş hareketi olarak 50 yıldır darbelerden ve darbeci zihniyetten en çok sıkıntıyı millet ile birlikte çektiklerinin altını çizen Koçak, “Bu sebeple 15 Temmuz gecesi de tankların karşısında durduk, bundan sonra da böyle bir zihniyetin her daim karşısında olacağımız bilinmeli” ifadelerini kullandı. Türkiye’de sivil ve askeri vesayetin ortada kaldırılması için önerilerde bulunan Koçak, “Her şeyden önce Türkiye’de ciddi bir zihniyet değişimine ihtiyaç olduğunu görmektir. Bu değişim sağlandıktan sonra birtakım adımlar atılmaya başlanmalı, yeni anayasa gibi tartışmalar ancak zihniyet değişimi akabinde gündeme getirilmelidir. Yöneticilerin fikri değişmeden anayasada yapılacak değişikliğin bir önemi yoktur. Yapılacak hukuki, siyasi ve kurumsal düzenlemelerde, parti kaygısıyla değil, ülke kaygısıyla hareket edilmelidir. Bütün yasal düzenlemelerde tek ölçüt milli iradenin güçlendirilmesi olmalıdır. Ekonomisi güçlü olmayan bir ülkenin demokrasisinin güçlü olması mümkün değildir. Bu sebeple acilen tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçilmeli, adil bir gelir dağılımı sağlanmalıdır. Türkiye’nin 81 ilinde üretim ve kalkınma seferberliği başlatılmalıdır. Dış politikada şahsiyetli bir tavır takınmak elzemdir. Topyekûn yeni bir anlayış ve yaklaşım değişikliğine gidilmelidir. Komşularımızla ve İslam ülkeleri ile bölgedeki tarihi bağlarımız olan ülkeler ile ilişkiler güvenlik başta olmak üzere dostluk ve işbirliği zemininde yeniden inşa edilmelidir. Bugünkü şartlarda bunun ne kadar zor olduğunu görüyor ve biliyoruz. Hemen bugün bu iktidarın bunları hayata geçirmesi mümkün değildir. Bu saydıklarımızın gerçekleşebilmesi için yorulmuş, yıpranmış artık geleceğe dair bir vizyonu ve hayali kalmamış bu iktidarın zihniyet değişikliği bu yanlışların içinde boğulurken gerçekleştirilemez” dedi.      Türkiye’nin bu iktidarı taşıyacak takatinin kalmadığını belirten Koçak, “Bu iktidarın reform vaatleri ise hiçbir anlam taşımamaktadır. İktidarın bugüne kadar sergilemiş olduğu yönetim anlayışı bundan sonra devam edecek görünmektedir. Bu iktidarın bunları yapma ihtimali de gözükmemektedir. Ama ne olursa olsun, umutsuzluk yok, karamsarlık olamaz, olmamalıdır. Bundan dolayı vatandaşlarımıza diyoruz ki; kimse mahzun olmasın. Umut var ve biz inanıyoruz ki, umut Saadet Partisi’dir. Biz şahsiyetli bir politika izlemeyi 50 yıldır şiar edindik. İktidara geldiğimizde de bunu gösterdik, adeta tarih yazdık. Bu hiçbir zaman unutulmamalıdır” dedi.      İktidarın mağdur bir görüntü vermesi ile vatandaşların unutulduğunun altını çizen Koçak, “Neredeyse 20 yıldır iktidardalar, ellerinde sultanlardan, krallardan, Kisralardan, Kayzerlerden daha fazla yetki var. İsteyip de yapmadıkları hiçbir şey yok ama ne hikmetse sürekli ama sürekli mağdur olduklarını iddia ediyorlar. Bundan dolayıdır ki bu ülkede; 4 milyon işsiz vatandaşımızın mağduriyeti görülmüyor. Kısa çalışma ödeneği bir hafta önce biten 3,5 milyon çalışanımızın mağduriyeti görülmüyor. Açlık sınırının altında yaşayan 20 milyon vatandaşımızın mağduriyeti hiç görülmüyor. 16 yılda iflas eden 2 milyon esnafımızın sıkıntısı hiç gündemde değil zaten. İcra dairelerinde dosya sayısı 21,8 milyona dayandı. 83,5 milyonluk ülkemizde her 4 kişiden biri icralık ama bu mağduriyet bir türlü görülmüyor. Öyle ki iktidarın mağduriyetlerinden; atanamayan öğretmenlerin, KYK borcu olan gençlerin, EYT’lilerin sıkıntılarına bakmaya fırsat bulunamıyor” ifadelerini kullandı.     
Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Koçak, yaptığı basın açıklamasında, vatandaşın içinde bulunduğu ekonomik çıkmazın asıl iktidarın gündeminde olması gerektiğine değindi.

Koçak, “Asıl konuşulması gereken 104 amiralin bildirisi değil, 2 milyon esnafın derdidir, geçinemeyen emeklinin derdidir. 83 milyon vatandaşımızın derdi olmalıdır. Ülkemizin adaletten ekonomiye, dış politikadan eğitime kadar her alanda yaşadığı savrulmayı iktidar umursamasa da bu savrulma milletimizi gelecek kaygısına ve geçim sıkıntısına sürüklemiştir. Biz milletimizin açlığa, yoksulluğa, adaletsiz gelir dağılımına, hayat pahalılığına mahkûm edilmesine karşıyız” ifadelerini kullandı.

     Ülkenin kaynaklarının israfa, ranta aktarılmasına karşı olduklarını belirten Koçak, “Bir gecede dövizde yaşanan bir liralık artışla birileri servetine servet katarken diğer tarafta her geceyi huzursuz ve uykusuz geçiren milyonlarca insanımızı görmezden gelemeyiz. Çalışan, emek veren, ter döken insanımızın omuzlarına milyarlarca faiz yükünün yüklenmesine rıza gösteremeyiz. Bugün asıl darbe milletimizin cebine, emeğine, aşına yapılarak mutfaklardaki tencereyi kaynamaz hale getirmek ile yapılmaktadır. Darbe sadece postallarla değil; vergilerle, zamlarla da yapılır. Demokrasiye el uzatan askeri vesayeti de insanımızın kazancına el uzatan takım elbiseli sivil vesayeti de kabul etmemiz mümkün değildir. Bugün 104 amiralin bildirisi için olağanüstü toplanılması düşünülüyorsa 84 milyon vatandaşımızın geçim derdi için de mutlaka bir araya gelmek mecburiyetindeyiz” dedi.

     Saadet Partisi olarak tüm Türkiye’yi “geçim ittifakı”nda toplanmaya davet ettiklerini belirten Koçak, “Ülkemizde en zengin yüzde 20’nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46’dan fazla, en yoksul yüzde 20’nin ise toplam gelirden aldığı pay yüzde 6,2’dir. Aradaki fark 7,5 misli. En değerli ittifak; bu gelir adaletsizliğine karşı yapılacak ittifak olacaktır. Bu sebeple insanımızın kazancına, emeğine, hakkına ve tenceresine yapılan darbelerin de karşısında olan herkesi “geçim ittifakı”nda olağanüstü toplanmaya davet ediyoruz” dedi.

     2004 yılında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından 313 generale gönderilen mektuba da değinen Koçak, “Bugün bir demokrasi havarisi kesilen bazı kimselerin ve çevrelerin dün nasıl bir tavır içinde oldukları vesikalar ile sabittir. 2004 yılında görevi başındaki 313 generale mektup yazarak ‘Gelişmeler endişe verici. İktidarı uyarın’ diyenler resmen darbe çağrısı yapmışlardı. Bugün aynı kişilerin bu bildiriye verdikleri tepki hepimizi düşündürmelidir! Türkiye’de demokrasiyi rafa kaldıranların, TBMM’nin işlevselliğini yok edenlerin, fikir özgürlüğüne darbe vuranların, sokak ortasında gazetecilerin, siyasilerin linç edildiği bir ortamın sorumlusu olanların, tek adam rejimini tesis edenlerin demokrasi diye bir derdi olduğuna inanmıyoruz. Demokrasi bu ülkede birileri için adeta ‘acıkınca yenilebilen helvadan bir put’ haline gelmiştir. Bu sebeple de işlerine geldiğinde demokrasi, işlerine gelmediğinde ise baskı ve tahakküm anlayışı tezahür etmektedir” diye vurguladı.

     Millî Görüş hareketi olarak 50 yıldır darbelerden ve darbeci zihniyetten en çok sıkıntıyı millet ile birlikte çektiklerinin altını çizen Koçak, “Bu sebeple 15 Temmuz gecesi de tankların karşısında durduk, bundan sonra da böyle bir zihniyetin her daim karşısında olacağımız bilinmeli” ifadelerini kullandı. Türkiye’de sivil ve askeri vesayetin ortada kaldırılması için önerilerde bulunan Koçak, “Her şeyden önce Türkiye’de ciddi bir zihniyet değişimine ihtiyaç olduğunu görmektir. Bu değişim sağlandıktan sonra birtakım adımlar atılmaya başlanmalı, yeni anayasa gibi tartışmalar ancak zihniyet değişimi akabinde gündeme getirilmelidir. Yöneticilerin fikri değişmeden anayasada yapılacak değişikliğin bir önemi yoktur. Yapılacak hukuki, siyasi ve kurumsal düzenlemelerde, parti kaygısıyla değil, ülke kaygısıyla hareket edilmelidir. Bütün yasal düzenlemelerde tek ölçüt milli iradenin güçlendirilmesi olmalıdır. Ekonomisi güçlü olmayan bir ülkenin demokrasisinin güçlü olması mümkün değildir. Bu sebeple acilen tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçilmeli, adil bir gelir dağılımı sağlanmalıdır. Türkiye’nin 81 ilinde üretim ve kalkınma seferberliği başlatılmalıdır. Dış politikada şahsiyetli bir tavır takınmak elzemdir. Topyekûn yeni bir anlayış ve yaklaşım değişikliğine gidilmelidir. Komşularımızla ve İslam ülkeleri ile bölgedeki tarihi bağlarımız olan ülkeler ile ilişkiler güvenlik başta olmak üzere dostluk ve işbirliği zemininde yeniden inşa edilmelidir. Bugünkü şartlarda bunun ne kadar zor olduğunu görüyor ve biliyoruz. Hemen bugün bu iktidarın bunları hayata geçirmesi mümkün değildir. Bu saydıklarımızın gerçekleşebilmesi için yorulmuş, yıpranmış artık geleceğe dair bir vizyonu ve hayali kalmamış bu iktidarın zihniyet değişikliği bu yanlışların içinde boğulurken gerçekleştirilemez” dedi.

     Türkiye’nin bu iktidarı taşıyacak takatinin kalmadığını belirten Koçak, “Bu iktidarın reform vaatleri ise hiçbir anlam taşımamaktadır. İktidarın bugüne kadar sergilemiş olduğu yönetim anlayışı bundan sonra devam edecek görünmektedir. Bu iktidarın bunları yapma ihtimali de gözükmemektedir. Ama ne olursa olsun, umutsuzluk yok, karamsarlık olamaz, olmamalıdır. Bundan dolayı vatandaşlarımıza diyoruz ki; kimse mahzun olmasın. Umut var ve biz inanıyoruz ki, umut Saadet Partisi’dir. Biz şahsiyetli bir politika izlemeyi 50 yıldır şiar edindik. İktidara geldiğimizde de bunu gösterdik, adeta tarih yazdık. Bu hiçbir zaman unutulmamalıdır” dedi.

     İktidarın mağdur bir görüntü vermesi ile vatandaşların unutulduğunun altını çizen Koçak, “Neredeyse 20 yıldır iktidardalar, ellerinde sultanlardan, krallardan, Kisralardan, Kayzerlerden daha fazla yetki var. İsteyip de yapmadıkları hiçbir şey yok ama ne hikmetse sürekli ama sürekli mağdur olduklarını iddia ediyorlar. Bundan dolayıdır ki bu ülkede; 4 milyon işsiz vatandaşımızın mağduriyeti görülmüyor. Kısa çalışma ödeneği bir hafta önce biten 3,5 milyon çalışanımızın mağduriyeti görülmüyor. Açlık sınırının altında yaşayan 20 milyon vatandaşımızın mağduriyeti hiç görülmüyor. 16 yılda iflas eden 2 milyon esnafımızın sıkıntısı hiç gündemde değil zaten. İcra dairelerinde dosya sayısı 21,8 milyona dayandı. 83,5 milyonluk ülkemizde her 4 kişiden biri icralık ama bu mağduriyet bir türlü görülmüyor. Öyle ki iktidarın mağduriyetlerinden; atanamayan öğretmenlerin, KYK borcu olan gençlerin, EYT’lilerin sıkıntılarına bakmaya fırsat bulunamıyor” ifadelerini kullandı.

    

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler Bonusverensiteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler