Mehmet BULDUK
Köşe Yazarı
Mehmet BULDUK
 

Beynime format atıyorum...

Evet format atıyorum kafayı yememek için, en kötüsü ileride arıza çıkarmamak için, hatta sıfırlar derecesine yakın beynime format atıyorum...    Kaçıyorum, kaçmaya çalıyorum, beni bunalımlara sokan bitmek bilmeyen isteklerimden. Çıkarıyorum, beni mutsuz eden her şeyi hayatımdan...    Daha önce taktığım, tam olarak belki bitiremesem de, minimize ediyorum.     Anladım ki, herşeyin basiti, en sade olanı vede mütevazi olanı güzel.  İşte anahtar kelime bu...    Hiç kimse yaşadığı hayattan tam olarak memnun değil. Yakışıklı olanda, güzel olanda, zengin olanda,...    Anladım ki olay tamamen kişinin hayatını okuma biçimiyle alakalı, örneğin eskiden benim için tip, zenginlik ve güzel bir araba hayatımın yarısını kaplar iken, şimdi tüm samimiyetimle söylüyorum gram önemi yok bunların...    Şöyle bir laf duydunuz mu.?    AZ daha çoktur;    Yahut, sahip olduğunuz şeyler aslında size sahiptir diye...    Derin konular bunlar, öyle ki özgürlüğünüzü bile elinizden alır. Yarını idrak edebilirsek, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını da anlayıp görebileceğiz. Victor Hugo'nun bir kitabında, ölüm mahkumu birisi vardır ve adam diyor ki, ölümden korkmuyor musun? Adam gülüyor. Niçin gülüyorsun dendiğinde; mahkum diyor ki, 'Söylediğin şey kadar saçma birşey duymadım. Her insan ölüme mahkum edilmiştir, ve her insan dünyaya geldiği ilk gün, tarihi belli olmayan bir ölüme mahkumdur, benim sizden tek farkım, yarın sabah 9 da ölecek olmam, başka bir fark yok...'    Bundan böyle hayatımda ki olması gereken AZ lar bana daha iyi gelecektir. AZ siyaset derin siyasetten daha iyidir örneğin. AZ bilgi çok bilgiden daha iyi, AZ mal daha kaygısız tasasız bir hayat demektir. AZ daha sadeyken, çok olan hep daha karmaşık ve komplike oluyor.    Bundan böyle, elimden geldiği kadarıyla beni yüklü borçlara, kredilere koyup, rahatımı uykumu kaçıracak her türlü lüzumsuz dünyalıklardan kaçacağım.. Bir montla üç kış geçirebilirim, aynı ayakkabının birkaç rengi olmasa da olur. Alışveriş Merkezinden alınmamış bir kitaplıkta iş görür, yemek masasında da ders çalışılabilir. Bilmem ne kahvesi yerine normal kahvede içilebilirim.     Eksiğimiz ihtiyaç mı.! Yoksa herkes gibi mi olmak, bunu biraz düşünün derim...   Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 26 Şubat 2021 - Cuma

Beynime format atıyorum...

Evet format atıyorum kafayı yememek için, en kötüsü ileride arıza çıkarmamak için, hatta sıfırlar derecesine yakın beynime format atıyorum...
   Kaçıyorum, kaçmaya çalıyorum, beni bunalımlara sokan bitmek bilmeyen isteklerimden. Çıkarıyorum, beni mutsuz eden her şeyi hayatımdan...
   Daha önce taktığım, tam olarak belki bitiremesem de, minimize ediyorum. 
   Anladım ki, herşeyin basiti, en sade olanı vede mütevazi olanı güzel.  İşte anahtar kelime bu...
   Hiç kimse yaşadığı hayattan tam olarak memnun değil. Yakışıklı olanda, güzel olanda, zengin olanda,...
   Anladım ki olay tamamen kişinin hayatını okuma biçimiyle alakalı, örneğin eskiden benim için tip, zenginlik ve güzel bir araba hayatımın yarısını kaplar iken, şimdi tüm samimiyetimle söylüyorum gram önemi yok bunların...
   Şöyle bir laf duydunuz mu.?
   AZ daha çoktur;
   Yahut, sahip olduğunuz şeyler aslında size sahiptir diye...
   Derin konular bunlar, öyle ki özgürlüğünüzü bile elinizden alır. Yarını idrak edebilirsek, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını da anlayıp görebileceğiz. Victor Hugo'nun bir kitabında, ölüm mahkumu birisi vardır ve adam diyor ki, ölümden korkmuyor musun? Adam gülüyor. Niçin gülüyorsun dendiğinde; mahkum diyor ki, 'Söylediğin şey kadar saçma birşey duymadım. Her insan ölüme mahkum edilmiştir, ve her insan dünyaya geldiği ilk gün, tarihi belli olmayan bir ölüme mahkumdur, benim sizden tek farkım, yarın sabah 9 da ölecek olmam, başka bir fark yok...'
   Bundan böyle hayatımda ki olması gereken AZ lar bana daha iyi gelecektir. AZ siyaset derin siyasetten daha iyidir örneğin. AZ bilgi çok bilgiden daha iyi, AZ mal daha kaygısız tasasız bir hayat demektir. AZ daha sadeyken, çok olan hep daha karmaşık ve komplike oluyor.
   Bundan böyle, elimden geldiği kadarıyla beni yüklü borçlara, kredilere koyup, rahatımı uykumu kaçıracak her türlü lüzumsuz dünyalıklardan kaçacağım..
Bir montla üç kış geçirebilirim, aynı ayakkabının birkaç rengi olmasa da olur. Alışveriş Merkezinden alınmamış bir kitaplıkta iş görür, yemek masasında da ders çalışılabilir. Bilmem ne kahvesi yerine normal kahvede içilebilirim. 
   Eksiğimiz ihtiyaç mı.! Yoksa herkes gibi mi olmak, bunu biraz düşünün derim...
  Saygılarımla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler Bonusverensiteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler güzel sözler