Ekleme
Tarihi: 07 July 2025 - Monday
“Ritim Tutuşmaz, Vicdan Tutuşur”
Yine yüreğimiz yandı. Beş evlat daha toprağa düştü. Gencecik bedenler vatan için şehit oldu. Türkiye bir kez daha yas tutarken, bir kez daha bayraklara sarılı tabutların ardından ağıtlar yükselirken, bir belediye çıkıp "Ritim atölyemiz izleyenlere unutulmaz bir akşam yaşattı" diyebiliyor.
Evet, Karacabey Belediyesi'nden bahsediyoruz. Yeniköy’de düzenlenen ve "70 kişilik dev ritim atölyesi" olarak lanse edilen etkinliğin ardından, adeta bir zafer kazanılmış gibi yapılan bu açıklama, ne yazık ki sadece ritimsizliğin değil, vicdansızlığın da göstergesi oldu.
Hiç kimse kültürel etkinliklere, festivallere karşı değil. Sanat hayatın renklerinden biridir. Ancak mesele zamanlama… Mesele duyarlılık… Mesele ülkece yaşadığımız ortak acıya gösterilmesi gereken saygıdır. Şehit haberlerinin geldiği bir ülkede, müziğin sesi bir süreliğine kısılır. Davulun yerini sükût, ritmin yerini saygı alır. Çünkü bu millet, acısını paylaşmayı bilen bir millettir.
Belediyeler halka hizmet kurumlarıdır; sadece çöp toplamakla, yol yapmakla değil, aynı zamanda toplumsal hassasiyetleri gözetmekle yükümlüdür. Şehit haberlerinin gölgesinde “muhteşem bir konserle final yaptık” demek, ne kamu sorumluluğuyla ne de vicdanla açıklanabilir. Hele ki sosyal medya üzerinden bu etkinliği adeta gururla paylaşmak, duygu körlüğünün en net fotoğrafıdır.
Bu durum sadece Karacabey Belediyesi’ne özgü değil. Her zaman, her acıda, birkaç yerden böyle “talihsiz” açıklamalar gelir. Ama artık bu "gaflet zincirine" bir yerde dur denmeli. Bu toplumun en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri, yöneticilerin empati kurabilmesidir. Ritimle değil, ortak acıyla titreyecek kalplere ihtiyacımız var.
Biraz durmak, biraz düşünmek… Bazen susmak, en büyük saygıdır.
Unutmayın: Müzik sustuğunda değil, vicdanlar sustuğunda toplum gerçek anlamda sessizleşir.