Aksiyon filmi sevenlerin vazgeçilmez bir parçası haline gelen John Wick, serinin 4. yapımı için en son belirlenen vizyon tarihi 27 Mayıs 2022'ydi, ancak pandemi nedeniyle 24 Mart 2023 tarihine karar verildi. "John Wick 4"ün oyuncu kadrosunda Reeves'e Caine rolünde Donnie Yen, Bowery King rolünde Laurence Fishburne, Shimazu rolünde Hiroyuki Sanada, The Tracker rolünde Shamier Anderson, Charon rolünde Lance Reddick, Akira rolünde Rina Sawayama, Killa rolünde Scott Adkins ve Katia rolünde Natalia Tena, Chidi rolünde Marko Zaror ve John'un düşmanı Marquis de Gramont rolünde Bill Skarsgård eşlik ediyor. Yönetmen koltuğunda Chad Stahelski'nin oturduğu filmin senaryosu ise Michael Finch, Shay Hatten imzası taşıyor. "John Wick 4", Rotten Tomatoes adlı sinema sitesi eleştirmenlerinden en yüksek puan alan John Wick filmi oldu. Yüzde 93'lük puanıyla serinin zirvesine oturan film, aynı zamanda seride yüzde 90 bariyerini aşan ilk yapım oldu. Filmin prömiyeri Cineworld Leicester Meydanı'nda yapıldı. Galaya, Love Island (Aşk Adası) adlı reality show programında birinci olan Türk oyuncu Ekin Su Cülcüloğlu da katıldı. The Guardian'ın iki yıldız verdiği ve "aşırı uzun ve tıka basa doldurulmuş" diye nitelendirdiği filmle ilgili konuşan yönetmen, "Eleştiri buysa, kabul ediyoruz" dedi. Stahelski "Biz bununla ilgili hiç kaygılanmadık sanırım, sadece filmi izledik. Bence filmin en iyi versiyonu olduğunu düşündüğümüz uzunluk bu. Daha uzununu denedik, daha kısasını denedik. Filmin bu uzunlukta iyi olduğunu düşündük" dedi.                 John Wick, High Table olarak bilinen suç örgütünü yenmenin bir yolunu keşfeder. Ancak özgürlüğünü kazanmadan önce, dünya çapında güçlü ittifaklar kuran ve John'un eski arkadaşlarını düşmana çeviren yeni düşmanı The Marquis'le yüzleşmesi gerekiyor. John, hayatta kalmak istiyorsa becerilerinin sınırlarını zorlamak zorundadır. Yeraltı dünyasında ”Baba Yaga” olarak tanınan John Wick, bu 4. bölümde de koşmayı, ateş etmeyi, öldürmeyi bırakmıyor. "John Wick 4" filminde bize yeni dost ve düşman karakterler tanıtılıyor. Kötü adam Bill Skarsgård, kör suikastçı Donnie Yen, grotesk kumarbaz Scott Adkins, operatör Clancy Brown, onurlu otel müdürü Hiroyuki Sanada ve kızı rolünde Rina Sawayama. John Wick’in çok ötesine geçen bir dünya yaratan Stahelski, 270 dakika süren filmde her karakterin geçmiş derinliğine girmeden ihtiyaç duyduğu kadar yararlanmayı başarmış. Yönetmen, karakterlerin kısa bir sohbeti, bazen bir bakışı ile onları anlatmayı uygun bulmuş. Bu nedenle yönetmene itiraz etmeyen, oldukça hareketli, her anı  aksiyon dolu bu filmde rol alan her bir karakter benim burada ne işim var demeden oynadığın rolün hakkını vermiş. Üçüncü filmde olduğu gibi peş peşe gelen birçok aksiyon sahnesi var. Hemen aklıma gelenlerden biri Berlin’deki disko sahnesi. Dövüş, kovalamaca, çatışma ağırlıklı aksiyon sürerken etrafta dans eden kalabalığın sadece görsel fon oluşturduğu bu sahne, serinin anlatım mantığını net şekilde gösteriyor. Her şeyin seyircilere daha estetik ve şık sahneler sunmak için tasarlanıp çekildiğini bir kez daha görüyoruz. Paris’te gece yarısından sabaha kadar süren ve yüzlerce katilin John Wick’in peşine düştüğü sekans için de durum farklı değil. Turistik Paris görüntüleri bir yana, bu sekansta en ilgi çekici kısım, yönetmen Stahelski’nin kamerayı stüdyonun tavanına yerleştirerek çekim yaptığı sahneydi. John Wick’in elindeki silahla karşısına çıkanları ateş topu haline getirerek yok etmesi, video oyun estetiğinin açık bir etkisiydi. Bu arada, ateşli silahlar dışında ok, nunçaku, kılıç, balta, bıçak dahil her şey kullanılıyor ama yaş sınırı endişesiyle çok az kan görüyoruz. Son olarak şunu söylemek istiyorum; kimsenin adını dahi anmadığı hayranların ve eleştirmenlerin yokmuş gibi davrandığı, aksiyon hazzı için tasarlanmış bir tür paralel evrendeyiz. İşte tam da bu nedenle herkese önerebileceğim bir film değil. Sadece John Wick hayranlarının ve bu seriye şans verecek aksiyon sevenlerin tercih edeceğini düşündüğüm bir film.