Geçtiğimiz hafta gösterime giren "Blood (Lanetli Kan)" filmi, vampirliğin eşiğine gelen bir çocuk ile annesi arasındaki ilişkiyi konu alıyor. Yönetmen koltuğunda Brad Anderson var ve oyuncu kadrosunda; Michelle Monaghan, Skeet Ulrich, Finlay Wojtak-Hissong, June B. Wilde, Skylar Morgan Jones, Erik Athavale, Onalee Ames ve Michael Strickland bulunuyor. Filmin çekimleri Kanada'nın Winnipeg şehrinde yapıldı ve 14 Ekim 2020'de başlayan çekimler bir ayda tamamlandı.
Filmin konusu şöyle gelişiyor; Jess (Mıchelle Monaghan), bir klinikte hemşire olarak çalışmaktadır. Ancak kötü bir evlilik sonrasında çocukları olan Owen (Fınlay Wojtak-Hıssong) ve Tyler’ın velayetinin kendisinde kalmasını isterken öte yandan teyzesinin geçmişte kötü anıları olan evlerine taşınarak yeni bir hayat kurmak arzusundadır. Çocuklarıyla kurulan bu yeni hayatta bazı gariplikler yaşanır. Erkek çocuğu Owen’ın tutkuyla bağlı olduğu kayıp köpeği Pippin bir gün aslında metafor anlatımlı, kuru ve korkutucu bir ağaç etrafında ve derin çamurlarla dolu bataklık görünümdeki yere girdikten sonra gözleri garip ve kırmızı olmuş bir şekilde geri gelir. Ve köpeğin gelmesine sevinen Owen’ı köpek Pippin ısırır. Bu ısırıktan dolayı küçük çocuk tuhaf bir enfeksiyon geçirir. Bir gün kan değerleri gittikçe düştüğü esnada annesi Jess çocuğunun poşet içerisindeki kanı emdiğini görür. Ve kendi kanına dadanan Owen gittikçe iyileşme emareleri gösterir. Yani kan içtikçe Owen’in sağlığı gittikçe iyiye gider. Bu duruma anne tek başına şahit olmuştur. Ancak bu tuhaflığı daha da acıklı hale getiren durum, kanın aranması kısımları olur. Başka yönden acil kan aranmaktadır. Jess, ilk başta hastanede bulunan kanları çalmaya başlar. Ancak bir süre sonra bu durum şüpheli bulununca önce kendi kanını damıtır ve çocuğuna verir. Gittikçe kendi kanını tükettiği için sağlık durumu kötüleşmeye başlar. Ardından bazı hayvanlara sıra gelir. Film aslında klasik kan emici vampir hikayelerinden farklı bir noktadan hareket ediyor. Gerçekten de burada belki de kan içmeden duramayan ve bulamazsa ölüme gidecek olan bir çocuk ile ona yardıma çalışan annenin her türlü kirli ilişkiye bulaşma hikayesini görüyoruz. Polisiye sahneler ve bazı korku efektleriyle etkileyici bir gerilim havası oluşturulmuş. Ayrıca final kısmında annenin oğlu ile hesaplaştığı kısımlar da yine görsel olarak çok başarılı. Ama şunu da belirtmeliyim ki, herkesin beğenebileceği türden yapımlardan değil. Zira filmin isminden de çıkartılabileceği gibi içinde bol bol kan var ve bunu meyve suyu gibi içen çocuğu sürekli ekran başında izlemek iyi gelmeyebilir.