Enes ZİYA
Köşe Yazarı
Enes ZİYA
 

İnsanı aldanmaya götüren sebepler nelerdir?

Hz. Âdem (as)'dan beri insanlar birbirilerine zıd iki ayrı yolda yürüye gelmişlerdir. Bunlardan birisi hak ve hidayet yolu, diğeri ise küfür ve dalâlet yoludur. Bütün güzellikler, hayırlar, saadetler birinci yolun; bütün çirkinlikler ve şerler ise ikinci yolun meyveleridir. İnsandaki kalp, akıl ve vicdan onu birinci yola sevkederken, nefis, his ve hevâ da ikinci yola iterler. Bunun sonucu olarak insanın iç dünyası çalkantılara ve çarpışmalara sahne olur. Bu iç harpler bir taraftan iman, salih amel ve istikameti, diğer taraftan küfür, isyan ve anarşiyi doğururlar. Burada insanları aldatarak yanlış yollara sevk eden ve hakikati görmelerine perde olan sebebler üzerinde duracağız. Bu sebeplerin başlıcaları şunlardır: 1. YÜZEYSEL BAKIŞ VE GAFLET İnsanları hakikattan uzaklaştıran önemli bir sebeb şu muhteşem kâinata ve onda cereyan eden harika olaylara gaflet ile, üstünkörü bir nazar ile bakmaktır. Çölde, uzaktan bakıldığında serabın su zannedilmesi gibi, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hurafe de gaflet ile ve basit nazar ile hakikat zannedilir. Hem uzak mesafelerden bakıldığında bir yıldız mum kadar görüldüğü gibi, bir hakikat da uzaktan temaşa edildiğinde gereği gibi idrak edilemez. Rabbanî ve İlâhî hakikatlere karşı laubali kalmak ve lâkayd davranmak, hakikatleri perdeler ve sonunda insanı aldanışa götürür.  2. İNSANIN YARADILIŞINDAKİ GAYE VE SIRLARI DÜŞÜNMEMEK Bir diğer aldanma sebebi de insanın, kendi yüksek mahiyetinden gaflet etmesi, nereden gelip, nereye gittiğini ve bu dünyadaki vazifesinin ne olduğunu düşünmemesidir. 3. DÜNYANIN FANÎ ZEVKLERİNE AŞIRI BAĞLANMAK Cenâb-ı Hak, bu dünyayı kudsî sıfatlarına ve esmâ-i hüsnâsına bir tecelligâh kılmış, ilmini, san'atını, maharetini ve hikmetini onda göstermiştir. Dünyayı, insanın ebedî hayatı için bir çiftlik, kabiliyetlerin gelişmesi için bir imtihan meydanı, İlâhî sanatların düşünülmesi için bir sergi salonu olarak yaratmıştır. 4. PEYGAMBERLERİN TEBLİĞ VE TALİM BUYURDUĞU HAKİKATLARDAN MÜSTAĞNİ KALMAK Önemli bir aldanma sebebi de insanın İlâhî ve Rabbanî hakikatları anlamakta kendi fikir ve muhakemesini yeterli görüp, nübüvvet kapısını çalmamasıdır. Halbuki, Allahü Azîmüşşân'a ve O'nun sıfat ve isimlerine nasıl iman edileceği, O Zât-ı Akdes'in bu kâinatı niçin yarattığı, insanları bu âleme hangi gayeler için gönderdiği, onlara ne gibi vazifeler verdiği, bu âlemden sonra nasıl bir âleme gidileceği gibi hakikatlar, bu sınırlı akıl ile kavranamaz. Bunlar ancak vahyin aydınlığı altında görünebilir. 5. MATERYALİST PROPAGANDA VE TELKİNLERİN TESİRİNDE KALMAK İnsan, dışarıdan gelen uyarılara daima açıktır. Bu haliyle boş bir kabı andırır. İçi doğru fikir ve hakikatlerle dolmazsa, onların yerini yanlış ideolojiler, hurafe ve safsatalar alır. Bugün gençliği sarsan ruhî bunalımların, fikrî ızdırapların asıl sebebi budur.  6. ALLAHÜ AZÎMÜŞŞÂNI MAHLÛKATINA KIYAS ETMEK İnsanları dalâlete götüren bir diğer yanılma sebebi de Allah’ın zâtına ve sıfatlarına dair hakikatleri, yarattığı diğer varlıklara kıyas etmektir. Halbuki Cenâb-ı Hak, vâcib-ül vücuddur, ezelî ve ebedîdir.  7. ALLAH’IN KUDSÎ MAHİYETİNİ AKLIN, ANLAYAMAYACAĞINI BİLMEMEK Her insan, aklıyla Allahü Teâlâ'nın varlığını bilebilir. "Bir eser ustasız, bir bina mimarsız olamayacağı gibi ben de Hâlık'sız, Mâlik'siz olamam. Şu gökyüzü ve şu yeryüzü de Hâkim'siz, Sâni'siz olamazlar." diyebilir. Ancak, akıl Cenâb-ı Hakk'ın Zâtını anlamaktan âcizdir; bu vadide bir adım dahi atamaz. BÜTÜN VARLIK ÂLEMİNİ BEŞ DUYU İLE KAVRAMAYA ZORLANMAK Bazı insanları aldatan sebeblerden biri de beş duyu ile hissedemedikleri hakikatleri inkâr etmeleridir. Halbuki, varlık âlemi sadece beş duyu ile hissedilenlerden ibaret değildir. 9. İNSANIN FITRÎ VAZİFESİ OLAN İBADETİ TERKEDİP İSYANA GİRMESİ Cenâb-ı Hak, bu kâinatı ve içindeki bütün mevcudatı insan için yaratmış ve onu bu âleme en büyük gaye ve netice yapmıştır. Elbette insanın da kâinatın ötesinde büyük bir gayesinin olması zarurîdir. Bu gaye ise ancak Allah'a iman ve O'na ibadet ve itaat etmektir. 10. DİNE AİT HAKİKATLARDA YETKİLİ KİŞİLERE MÜRACAAT EDİLMEMESİ Günümüz insanı ilmî ve fennî sahalarda haklı olarak, yetkili kişilere müracaat etmektedir. Bu hassasiyeti, dini mes'elelerde çok daha fazlasıyla göstermesi gerekirken, böyle yapmayıp ya kendi aklı ile yetinmekte, yahut bu sahada ehliyetsiz kişilerin sözlerine itibar etmektedir. Halbuki, dinde ehil olmayan kişi başka sahalarda uzman bile olsa, onun sözü dinde delil kabul edilmez.
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2020 - Cuma

İnsanı aldanmaya götüren sebepler nelerdir?

Hz. Âdem (as)'dan beri insanlar birbirilerine zıd iki ayrı yolda yürüye gelmişlerdir. Bunlardan birisi hak ve hidayet yolu, diğeri ise küfür ve dalâlet yoludur. Bütün güzellikler, hayırlar, saadetler birinci yolun; bütün çirkinlikler ve şerler ise ikinci yolun meyveleridir.

İnsandaki kalp, akıl ve vicdan onu birinci yola sevkederken, nefis, his ve hevâ da ikinci yola iterler. Bunun sonucu olarak insanın iç dünyası çalkantılara ve çarpışmalara sahne olur.

Bu iç harpler bir taraftan iman, salih amel ve istikameti, diğer taraftan küfür, isyan ve anarşiyi doğururlar.

Burada insanları aldatarak yanlış yollara sevk eden ve hakikati görmelerine perde olan sebebler üzerinde duracağız.

Bu sebeplerin başlıcaları şunlardır:


1. YÜZEYSEL BAKIŞ VE GAFLET

İnsanları hakikattan uzaklaştıran önemli bir sebeb şu muhteşem kâinata ve onda cereyan eden harika olaylara gaflet ile, üstünkörü bir nazar ile bakmaktır.

Çölde, uzaktan bakıldığında serabın su zannedilmesi gibi, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hurafe de gaflet ile ve basit nazar ile hakikat zannedilir. Hem uzak mesafelerden bakıldığında bir yıldız mum kadar görüldüğü gibi, bir hakikat da uzaktan temaşa edildiğinde gereği gibi idrak edilemez. Rabbanî ve İlâhî hakikatlere karşı laubali kalmak ve lâkayd davranmak, hakikatleri perdeler ve sonunda insanı aldanışa götürür. 

2. İNSANIN YARADILIŞINDAKİ GAYE VE SIRLARI DÜŞÜNMEMEK

Bir diğer aldanma sebebi de insanın, kendi yüksek mahiyetinden gaflet etmesi, nereden gelip, nereye gittiğini ve bu dünyadaki vazifesinin ne olduğunu düşünmemesidir.

3. DÜNYANIN FANÎ ZEVKLERİNE AŞIRI BAĞLANMAK

Cenâb-ı Hak, bu dünyayı kudsî sıfatlarına ve esmâ-i hüsnâsına bir tecelligâh kılmış, ilmini, san'atını, maharetini ve hikmetini onda göstermiştir. Dünyayı, insanın ebedî hayatı için bir çiftlik, kabiliyetlerin gelişmesi için bir imtihan meydanı, İlâhî sanatların düşünülmesi için bir sergi salonu olarak yaratmıştır.

4. PEYGAMBERLERİN TEBLİĞ VE TALİM BUYURDUĞU HAKİKATLARDAN MÜSTAĞNİ KALMAK

Önemli bir aldanma sebebi de insanın İlâhî ve Rabbanî hakikatları anlamakta kendi fikir ve muhakemesini yeterli görüp, nübüvvet kapısını çalmamasıdır. Halbuki, Allahü Azîmüşşân'a ve O'nun sıfat ve isimlerine nasıl iman edileceği, O Zât-ı Akdes'in bu kâinatı niçin yarattığı, insanları bu âleme hangi gayeler için gönderdiği, onlara ne gibi vazifeler verdiği, bu âlemden sonra nasıl bir âleme gidileceği gibi hakikatlar, bu sınırlı akıl ile kavranamaz. Bunlar ancak vahyin aydınlığı altında görünebilir.

5. MATERYALİST PROPAGANDA VE TELKİNLERİN TESİRİNDE KALMAK

İnsan, dışarıdan gelen uyarılara daima açıktır. Bu haliyle boş bir kabı andırır. İçi doğru fikir ve hakikatlerle dolmazsa, onların yerini yanlış ideolojiler, hurafe ve safsatalar alır. Bugün gençliği sarsan ruhî bunalımların, fikrî ızdırapların asıl sebebi budur. 

6. ALLAHÜ AZÎMÜŞŞÂNI MAHLÛKATINA KIYAS ETMEK

İnsanları dalâlete götüren bir diğer yanılma sebebi de Allah’ın zâtına ve sıfatlarına dair hakikatleri, yarattığı diğer varlıklara kıyas etmektir. Halbuki Cenâb-ı Hak, vâcib-ül vücuddur, ezelî ve ebedîdir. 

7. ALLAH’IN KUDSÎ MAHİYETİNİ AKLIN, ANLAYAMAYACAĞINI BİLMEMEK

Her insan, aklıyla Allahü Teâlâ'nın varlığını bilebilir. "Bir eser ustasız, bir bina mimarsız olamayacağı gibi ben de Hâlık'sız, Mâlik'siz olamam. Şu gökyüzü ve şu yeryüzü de Hâkim'siz, Sâni'siz olamazlar." diyebilir. Ancak, akıl Cenâb-ı Hakk'ın Zâtını anlamaktan âcizdir; bu vadide bir adım dahi atamaz.

BÜTÜN VARLIK ÂLEMİNİ BEŞ DUYU İLE KAVRAMAYA ZORLANMAK

Bazı insanları aldatan sebeblerden biri de beş duyu ile hissedemedikleri hakikatleri inkâr etmeleridir. Halbuki, varlık âlemi sadece beş duyu ile hissedilenlerden ibaret değildir.

9. İNSANIN FITRÎ VAZİFESİ OLAN İBADETİ TERKEDİP İSYANA GİRMESİ

Cenâb-ı Hak, bu kâinatı ve içindeki bütün mevcudatı insan için yaratmış ve onu bu âleme en büyük gaye ve netice yapmıştır. Elbette insanın da kâinatın ötesinde büyük bir gayesinin olması zarurîdir. Bu gaye ise ancak Allah'a iman ve O'na ibadet ve itaat etmektir.

10. DİNE AİT HAKİKATLARDA YETKİLİ KİŞİLERE MÜRACAAT EDİLMEMESİ

Günümüz insanı ilmî ve fennî sahalarda haklı olarak, yetkili kişilere müracaat etmektedir. Bu hassasiyeti, dini mes'elelerde çok daha fazlasıyla göstermesi gerekirken, böyle yapmayıp ya kendi aklı ile yetinmekte, yahut bu sahada ehliyetsiz kişilerin sözlerine itibar etmektedir. Halbuki, dinde ehil olmayan kişi başka sahalarda uzman bile olsa, onun sözü dinde delil kabul edilmez.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri Bonusverensiteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri