Enes ZİYA
Köşe Yazarı
Enes ZİYA
 

Sorumluluk Bilinci ve Takva

Diğer varlıklarda bulunmayan akıl ve iradeye sahip olan insan dünyada sorumluluk duygusu taşıyan tek varlıktır. İnsan kendine özgü inancı, değer yargıları ve yaşama tarzıyla bir şahsiyettir. Bu sebeple onun dinî, ahlâkî, içtimaî ve hukukî bakımdan doğru yolu seçmesi istenir ve bu hususlarda sorumlu tutulur. İşte bu sorumluluk bilincinin titizlikle canlı tutulmaya çalışılması takvâ sahibi olmanın yollarını açar.    Takvâ; dinin emir ve tavsiyelerine uyma, haram ve günahlardan kaçınma hususunda gösterilen titizlik anlamında bir kavramdır.     Takvâ kuldaki “Allah bilinci, Allah'a karşı sorumluluk bilincidir.” Takvâ'nın içerdiği korku Allah'a duyulan saygıdan kaynaklanır. Böyle bir duygu müminleri kötülükten ve günahtan vazgeçirir, iyiliğe ve hayra sevk eder.    Takvâ kötülük ve zarar gelen her şeye karşı ilâhî korumayı talep etmektir. Bu da günahlardan kaçınmak ve iyiliğe yönelmekle gerçekleşir. Takvâ aynı zamanda iman ve kalple ilgilidir.     Kur'an'da ahlâkî faziletlerle takvâ arasındaki bağlantıya da işaret edilir. Allah katında en değerli müminin en çok takvâya sahip kişi olduğu vurgulanmıştır.    Mutasavvıflar gözün, kulağın, dilin, kalbin ve midenin takvâ bakımından beş önemli organ olduğunu özellikle belirtir.    Mubah ve helâl olan dünya nimetlerinin ihtiyaçtan fazla tüketilmemesi sûfîlere göre takvâ sahibi olmanın gereğidir. Bazı zâhid ve sûfîler bu tür nimetlerin en azıyla yetinmeyi takvânın icabı diye görür.     Sûfîler daima ihtiyatı esas almayı ve azîmetle amel etmeyi tercih etmiş, şüpheli şeylerden uzak durmuştur. Câiz olana göre değil evlâ ve efdal olana göre amel etmişlerdir.    Sûfîler sağlıklı dinî bilgilere, keşf ve keramete ulaşmanın ancak takvâyı esas alan bir dinî yaşayışla gerçekleşeceği görüşünde birleşmiştir. İman çıplaktır; elbisesi takvâ, ziyneti vera', ürünü ilimdir denilmiştir.    Zikirle meşgul olmak dilin, Allah'a itaat etmek bedenin, Allah'tan başkasına bağlanmamak gönlün takvâsıdır. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî takvânın insanın zihnini ve ufkunu açtığını söyler.     Ferîdüddin Attâr, takvânın zâhirî ve bâtınî yönlerinden bahsetmiştir. Bâtınî takvâ kalpteki iyi niyet ve ihlâstan, zâhirî takvâ dinî hükümlere titizlikle uymaktan ibarettir demiştir.    Muhâsibî'ye göre kalpteki hakiki takvâ ibadetlerde Allah'ın rızasını, beden ve organların takvâsı ise hak hukuk gözetmekten ibarettir.    İbn Mesrûk'a göre takvâ Allah'a duyulan saygının semerisidir. Müminlere saygı göstermek Allah'a olan saygının sonucudur. Kul bu saygıyla takvânın hakikatine erer. Allah'ın kuluna verdiği en güzel şey takvâdır; bütün faziletlerin kaynağı olan takvânın temeli ihlâstır. Takvâ güzel ahlâk ve helâl lokmadır. Tevekkül, rızâ ve sabır takvânın göstergesidir.     Helâlliği şüpheli olan şeylerden sakınmak avamın takvâsıdır. Havas ise helâl olan şeylerin ihtiyaçtan fazla olanını terketmeyi takvânın gereği kabul eder. Bazı sûfîlere göre takvâ zaruri olmayanı terk etmektir.     Âriflere göre takvâ kulun Allah'tan başka her şeyden korunması ve gönlünde sadece O'na yer vermesidir.    Allah'a lâyık bir takvâ üzere olmak takvânın en mükemmel şeklidir. 
Ekleme Tarihi: 04 Nisan 2024 - Perşembe

Sorumluluk Bilinci ve Takva

Diğer varlıklarda bulunmayan akıl ve iradeye sahip olan insan dünyada sorumluluk duygusu taşıyan tek varlıktır. İnsan kendine özgü inancı, değer yargıları ve yaşama tarzıyla bir şahsiyettir. Bu sebeple onun dinî, ahlâkî, içtimaî ve hukukî bakımdan doğru yolu seçmesi istenir ve bu hususlarda sorumlu tutulur. İşte bu sorumluluk bilincinin titizlikle canlı tutulmaya çalışılması takvâ sahibi olmanın yollarını açar.
   Takvâ; dinin emir ve tavsiyelerine uyma, haram ve günahlardan kaçınma hususunda gösterilen titizlik anlamında bir kavramdır. 
   Takvâ kuldaki “Allah bilinci, Allah'a karşı sorumluluk bilincidir.” Takvâ'nın içerdiği korku Allah'a duyulan saygıdan kaynaklanır. Böyle bir duygu müminleri kötülükten ve günahtan vazgeçirir, iyiliğe ve hayra sevk eder.
   Takvâ kötülük ve zarar gelen her şeye karşı ilâhî korumayı talep etmektir. Bu da günahlardan kaçınmak ve iyiliğe yönelmekle gerçekleşir. Takvâ aynı zamanda iman ve kalple ilgilidir. 
   Kur'an'da ahlâkî faziletlerle takvâ arasındaki bağlantıya da işaret edilir. Allah katında en değerli müminin en çok takvâya sahip kişi olduğu vurgulanmıştır.
   Mutasavvıflar gözün, kulağın, dilin, kalbin ve midenin takvâ bakımından beş önemli organ olduğunu özellikle belirtir.
   Mubah ve helâl olan dünya nimetlerinin ihtiyaçtan fazla tüketilmemesi sûfîlere göre takvâ sahibi olmanın gereğidir. Bazı zâhid ve sûfîler bu tür nimetlerin en azıyla yetinmeyi takvânın icabı diye görür. 
   Sûfîler daima ihtiyatı esas almayı ve azîmetle amel etmeyi tercih etmiş, şüpheli şeylerden uzak durmuştur. Câiz olana göre değil evlâ ve efdal olana göre amel etmişlerdir.
   Sûfîler sağlıklı dinî bilgilere, keşf ve keramete ulaşmanın ancak takvâyı esas alan bir dinî yaşayışla gerçekleşeceği görüşünde birleşmiştir. İman çıplaktır; elbisesi takvâ, ziyneti vera', ürünü ilimdir denilmiştir.
   Zikirle meşgul olmak dilin, Allah'a itaat etmek bedenin, Allah'tan başkasına bağlanmamak gönlün takvâsıdır. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî takvânın insanın zihnini ve ufkunu açtığını söyler. 
   Ferîdüddin Attâr, takvânın zâhirî ve bâtınî yönlerinden bahsetmiştir. Bâtınî takvâ kalpteki iyi niyet ve ihlâstan, zâhirî takvâ dinî hükümlere titizlikle uymaktan ibarettir demiştir.
   Muhâsibî'ye göre kalpteki hakiki takvâ ibadetlerde Allah'ın rızasını, beden ve organların takvâsı ise hak hukuk gözetmekten ibarettir.
   İbn Mesrûk'a göre takvâ Allah'a duyulan saygının semerisidir. Müminlere saygı göstermek Allah'a olan saygının sonucudur. Kul bu saygıyla takvânın hakikatine erer. Allah'ın kuluna verdiği en güzel şey takvâdır; bütün faziletlerin kaynağı olan takvânın temeli ihlâstır. Takvâ güzel ahlâk ve helâl lokmadır. Tevekkül, rızâ ve sabır takvânın göstergesidir. 
   Helâlliği şüpheli olan şeylerden sakınmak avamın takvâsıdır. Havas ise helâl olan şeylerin ihtiyaçtan fazla olanını terketmeyi takvânın gereği kabul eder. Bazı sûfîlere göre takvâ zaruri olmayanı terk etmektir. 
   Âriflere göre takvâ kulun Allah'tan başka her şeyden korunması ve gönlünde sadece O'na yer vermesidir.
   Allah'a lâyık bir takvâ üzere olmak takvânın en mükemmel şeklidir. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler Bonusverensiteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler güzel sözler